7 Nisan 2022 Perşembe

 Bir böceğin hayata tutunma çabası, tıpkı sen gibi, tıpkı ben gibi, tıpkı insan gibi....

Kahvemi içiyorum, zemindeki renklerden ayırt edemediğim bir harekete gözüm takıldı.
Küçücük bir böcekti bu,kanatları zedelenmiş.
Doğadaki,irili ufaklı binlerce türden biriydi.
Her canlı gibi dünyaya gelmiş, her canlı gibi ölecekti elbette.
Yaşam süresinde, ne yaptığı, nasıl yaşadığı, neyi istediği önemliydi, tıpkı her canlı gibi.
Böceğin ömrü nerde başlamıştı bilmiyorum. Bir larvadan çıkmıştı elbette, belki ergendi henüz. Belki de büyümeye fırsatı olmayacaktı.
Böcekle ilişkim yarım saat sürdü.
Öylesine inatla, adımlarını atıyordu ki, yaşama öyle inatla tutunmaya çalışıyordu ki, işimi bıraktım, bu yaşam serüveninin sonucunu merak ettim ve izledim.
Onu hayata bağlamak için bir şey yapamazdım çünkü ; zar gibi incecik kanatlarını her tuttuğumda daha çok incinecekti.
Kaderine bıraktım böceği.
Bir adım, soluklanma, iki adım bekleme.
Bir iki umutsuzca kanat çırpış ve final.
Bazı şeyler vardır, ne yapsanız da sonucu değiştiremezsiniz ya!
Böceğin kısacık yaşam öyküsü de böyleydi.
İnsanın, dönüp bir kendine bakması gerekir.
Ne için yaşıyorsun, kendine, çevrene ne veriyorsun iyilik, güzellik ya da kötülük adına?
Bir sor bakalım, ne kadar seviyorsun kendini, çevreni?
Bir böcekten biraz uzun bir ömrün var yaşayacağın.
Ne kadar neysin?
Bir sor kendine.
Bak, minicik bir böcek böyle yaşadı ve öldü.
Ders almalısın bunlardan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder