Bugün Pazar....
En sevdiğim gün. 

Bahar geldi, hava ısındı.
Hani, insanın içi de dışı da kıpır kıpır olur ya bu döngülerde!
Pollyannacılık oynamaya gerek yok aslında.
Ağam bizimle alay ederken, mutlu olmanın da, mutluluk yaratmanın da fırsatı yok.
Çevrenizde, yakınınız, uzağınız mutsuzsa, siz mutlu olamazsınız.
İnsanlara bakıyorum, hiç gülen yüz yok.
Çünkü; mutlu olan yok.
Nasıl olunsun ki?
Olumluluk anlamında, hayatınızda iyi olan ne var?
Hani, pencereyi açıp, güneşin aydınlığını içinizde hissedebiliyor musunuz?
Cemal Süreya,' kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı' derken haklı elbette.
Pazar sabahında, keyifli bir kahvaltı insanı mutlu eder.
Sıcak ekmek, tereyağ- bal, kaymak yemek, sıradan insanların harcı değil.
Zeytin-peyniri buluyorsan şükredeceksin artık.
Uyumadan uyandığım günün sabahında, hiç içimden gelmedi fırına ekmek siparişi vermek.
Oysa, hiç sektirmem bu ekmek işini.
Ama keyfim yok.
Yine kızarmış ekmek, güzel bir çay ve kahvaltı sofram vardı ama müzik yoktu örneğin.
Yine, hiç atlamadığım ritüelimdi bu.
İnsanın keyifsiz olması birçok nedene bağlı elbette.
Çevrenizdeki mutsuzluk istemeseniz de yansıyor bir şekilde.
Herkes mutsuz, herkes yorgun, herkes yılgın artık.
Bize, baharın müjdesi gerek.
Cuma günü, atölyemde, bu gördüğünüz çikolata eşliğinde kahve içtik.
Yeni bir ürün. Biraz reklama da giriyorum ama şahane ötesi bir çikolata lezzeti.
Çikolatada, baklavanın tadını bulmayı hayal bile edemezdim ama yapmışlar gerçekten.
Güne çok iyi başlamadım ama pazar kahvemi, yine bu çikolatayla içeceğim.
Bir umut, belki iyi gelir.
Gününüz iyi geçsin.
İyi pazarlar. 

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder