#Elektrik, ekmek gibi, su gibi bir gereksinme.

Eskiden, gıdaları korumak için tel dolaplar olurdu, buzdolabı yerine.

Kömür ütüleri vardı örneğin.

Ya da, yatağın altına düzgünce serilen eşyalar.

Televizyon yerine, transistörlü radyolar vardı, sabah türküleri, akşam 7 ajanslarının dinlendiği.

Yakın tarihimizin elektrik olmadan kullanılan eşyaları bunlar.

Eskiden cep telefonu yoktu, bilgisayar yoktu, akıllı eşyalar yoktu, yoktu da yoktu yani.

Her ne kadar, ambulans, buzdolabı, ölüyü yıkayan imamlar AKP' den önce de var idiyse, insanlığın elektrikli teknolojiyle tanışması 1835 yılına uzanıyor.

Yani, demem o ki: elektrik, hayatımızın olmazsa olmazı artık, lüks değil, bir ihtiyaç!

Her ayın 1.de, AKP' nin sayesinde elektriğe zam gelmez ise, sayaçları okumaya görevliler gelir.

Merdivende karşılar ve hep şu soruyu sorarım: ' Bu ay ne kadar zam var?'

Rutine bindi ya zamlar!

Sayaç görevlisinin ne suçu var, zammı o mu yapıyor?

Tükettiğiniz, size hizmet gelen her şeyi ödemek zorundasınız ama nedir bu zam oranları?

Gelir- Gider dengesini eşitlemezse hükümet, elbette gelen zamlara isyan ederiz.

Bu fotoğraf karesi Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu' nun evindeki elektriği kesen memurun görüntüsü.

Memur da, yaptığından utanmış belli ki, yüzü gözü görünmesin diye sarmış sarınmış.

Bizim eve gelen görevlileri hiç böyle görmemiştim.

Ankara'da, elektriği böyle kesiyorlar demek ki, yüzünü saklayarak.

2020 yılında, 3. 7 milyon abonenin elektriği kesilmiş ve yalnızca 716 bin abone borcunu ödemiş.

Geriye kalanlar mum ışığında yani.

Size de ayıp gelmedi mi bu görüntü?

Ben, şahsen çok utandım.

Devlet Bahçeli de' Sivil itaatsizlik, kılıflı bir isyan teşebbüsü 'demişti.

Belki, o da utanır!

Memlekette, vatandaşın elektriği kesiliyor sayın Bahçeli.

Sayın Kılıçdaroğlu da, buna isyan ediyor ve siz hala bunu da anlamadınız.

Zaten, ne yaptığınızı anlayan var mı, o da ayrı konu?