25 Aralık 2022 Pazar

 Yeni bir yıl daha geliyor ve bir yaş daha yaşlanıyoruz.

Geçen yıllar da önemli elbette ama anıların bıraktığı izlerin gölgesi de etkiliyor kalan yılları.
Annemin, Babamın, Ablamın, Abilerimin ve kardeşlerimin o masanın etrafında toplandığı kalabalık aile yemekleri yok artık.
Yeni bir yılı karşılarken hazırlanan yemekler, mezeler, bir türlü pişmeyen hindi ve şarkılar ve gülüşlü konuşmalar da yok artık.
Annemin evinde, yine yılbaşının simgesi ağaçlar süslendi ama altına hediye paketleri koyacak kimse de kalmadı.
Bir hüzün çöktü yanıp sönen lambaların ışığında.
Zamanı geriye almak mümkün olsaydı keşke.
Bir an için o yıllara gitmek....
Bir tencere domates çorbasının halının üstüne savruluşunu gülerek konuşsak yine.
' Şarap beyaz mı olsun, kırmızı mı olsun ' tartışmasına girsek. Soğukluk ayarında anlaşamasak örneğin.
Annem, her zamanki vakur duruşuyla, sessizce bizi izlese.
Babamın olduğu yılbaşı gecelerini anımsamıyorum ama olsaydı, eminim çok güzel geçerdi.
Kardeşim, her keresinde 33 rakamını çıkarmasa tombaladan örneğin.
Yeğenlerin kartlarına bakıp, rakamları çıksın diye, çekilen numaralar her keresinde torbaya atılıp, o kartlardaki numaralar çıkmış gibi okunsa.
Çocuklar, kazanmış gibi sevinse.
Bir oyun döngüsü devam etse gece boyu.
Mazi, insanın kalbinde bir yara olunca, yeni bir yılı karşılamak da eskisi gibi heyecanlı gelmiyor artık.
Zamanında yaşamayı ama iyi yaşamayı, an'ı paylaşmayı bilmeli insan.
Geçip giden yılların ardından seyirci olmamak gerek.
Sonrası, böyle anılar oluyor işte.
Bir noel ağacı ve iç mekan görseli olabilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder