'Bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir.'

Böyle diyor Edip Cansever.

İnsan gibi yaşamak...

İnsan duyarlılığı, insan kalitesi, insan saygısı, insan nezaketi...

Liste uzar gider ama insanı hayvandan ayıran bazı özellikleri de taşımak gerekiyor.

Düşünmek, sorgulamak, yorumlamak gibi.

Seçtiğimiz insanlar bizim aynamız.

Sakın ola ki, 'Ben oy vermedim' demeyin; çünkü, her ikinin biri oy verdi bunlara.

Öbür türlü, ülkemizin başında 23 yıldır boza pişirmesinin, sebepsiz zenginliğin, hiçbir kanunu kuralı tanımamasının bir açıklaması var mı?

2.5 milyon mühürsüz oy, rejim değişikliği, 'Evet! Her şeyi yapıyorlar ama dini inancı tam, namazında niyazında ' diye diye bugünlere gelmedi mi bu ülke?

-Çalıyor ama çalışıyor

-Herkes çalıyor, o da çalsın

-Ne ucuz ki;

Sözleri, vatandaşın ağzından en çok dökülen sözler.

İşte, biz bu kafayla gittiğimiz sürece iflah olmayız, olmayacağız da.

Orda, Ensar Vakfı başta olmak üzere , nerdeyse çocuklara tecavüz edilemeyen dini vakıf, dernek, kuran kursu, kaçak kurslar, cami ,hacı hoca kalmadı;

'Bir kereden bir şey olmaz ' diyen AKP'li bakan Sema Ramazanoğlu'na ve tebrik kuyruğuna giren o rezillere ne yapıldı?

Hala, kadınlar öldürülüyor, çocuklara tecavüz ediliyor, sokakta, evde, okulda şiddet bitmiyor, insanlar birbirinin boğazına sarılıyor;

Hala, depremler sürüyor, korku büyüyor, daha güvenli, daha konforlu bir hayatı vatandaşa sağlaması gereken hükümet, kendi zenginliğini ve dönen devranını sürdürmek için bebek katili ile masaya oturuyor, Manifest Grubu'na yasak getiriyor şimdi de Mabel Matiz' in şarkısıyla uğraşıyor.

Bir ülkede, hükümetin görevi bu mu?

Peki, biz neden bunları yaşıyoruz?

Çünkü; o ikiden biri sensin.

Oy verdin bunlara, bütün ülkeyi ateşe attırdın.

Kabahat şimdi kimde?

Seçen sende mi,

Yoksa, bulduğu her fırsatı kendine yontan bunlarda mı?

Otur biraz sorgula!