13 Aralık 2016 Salı

#Her gecenin karanlığında zil sesiyle uyanıyorum;saate bakıyorum daha gün ağarmamış.
Peki,bu zil sesi ne diye perdeyi aralıyorum;karşımda okul.Gözlerini ovuşturan öğrenciler,ayakta uyuyan çocuklar ders başı yapıyor.
Yatağıma geri dönüyorum çünkü henüz gün başlamamışken ben neden uyanayım?
Peki,o öğrencilere bu yapılır mı?
Hangi aklı evvel,saatlerin ayarıyla oynamayı icat ettiyse,derhal geri çekilmeli bu uygulama.
Saatlerin ileri-geri alınmasındaki amaç,gün ışığından daha fazla yararlanarak tasarruf etmektir.
Yahu!
Gecenin karanlığında o öğrencileri sokağa dökerek,okulların,sınıfların lambalarını yakarak hangi tasarrufu yaptığınızı sanıyorsunuz?
Çocuklar gececi olmuş,bunlar ne sanıyorsa artık?
Sabahın,bir de akşamı var.
Bakınız;akşam saat 18.00 oluyor ve ben yemeğimi yiyorum,bulaşıklarımı yerleştiriyorum,hatta çay suyumu koyuyorum ve ekranın karşısına geçiyorum haberleri izlemeye ama o öğrenciler hala okulda ders yapıyor.
Allahtan reva mı bu?
Hele son dersi beden olanların perişanlığını görmeniz gerek.
Beden eğitimi yaptıkları açık alan karşımda.Hava öyle karanlık ki,çocuklar topu atıyor,birbirini görmüyor;lastiklerin içinden zıplayacak,atladığı yeri görmüyor;Böyle okul,böyle eğitim olur mu?
Bir de bunun uyku kısmı var.
Gece uykusunu alamamış çocuklar,gecenin köründe uyanır ve okul yoluna düşerse,bu çocuklardan verim ne kadar alınabilir?
Bu çocuklar uyuyor,uyuyor!
Gecenin ayazı düşüyor ama soğuktan büzülmüş bedenleriyle evin yolunu tutuyor bu çocuklar.
Yazık değil mi çocuklarımıza?
Burası Suudi Arabistan değil.Günün ağarması da,insanların bedensel ve ruhsal uyanışı da farklı.
Düş peşindeyseniz eğer,bir süre sonra bu eziyet isyana dönüştüğünde düşünüzden düşersiniz,haberiniz olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder