#Osmaniye denen şehirden yeminle hiç haz etmiyorum.
Zorkun Yaylasına çıkmak için mecburen içinden geçiyorum. Yoksa, eşiğinden geçmem bu şehrin.
Yıllar önce staj yapmıştım burda. O gün nasılsa, şimdi de aynı. Hiç mi gelişmez bir şehir?
Ne kadar kötü bir şehir düzenlemesi, ne kadar başarısız bir belediyecilik.
Burayı şehir yapanı eline alacaksın...
Bu kaldırımları tasarım yapan hangi kıt akıllıysa, onu mezun eden üniversiteyi de gözden geçirmek gerek.
Kardeşim!
Yolları, kaldırımları engelli ve engelsiz her vatandaş için ergonomik yapsanıza.
Kaldırımdan ineceğim, iniş yeri yalnızca engelli araçların eğimine uygun tasarlanmış.
Ortaya da, mermerimsi, kaygan bir zemin döşemişler.
Ayağım bir kaydı, yere kapaklandım lanet olası şehirde.
Ayağım da döndü yeniden.
Toparlanamadım bir süre. Üstelikte, kırık ayağımın ve dizlerimin üstüne düştüm.
Zaten, zorla iyileşmeye çalışıyor ayak, şimdi bir de arıza çıkarsa yandım ben.
Parmaklarımın derisi de yüzüldü.
Lanet olası kaldırım!
Dikkatli yürüyen bir insanımdır, spor ayakkabılarım her zamanki dostum elbette.
Ben, düşersem bu kaldırımlarda, yaşlısı, çocuğu ne yapacak?
Kim yaptıysa bu kaldırım dizaynını..
Arkasına geçip, 'Yürü burdan' diyeceksiniz.
Başına gelsin ki, yere kapaklanmak nedir anlasın.
Ne yolu yola benziyor, ne kaldırımı kaldırıma.
Şehircilikten anladığınız bu mu?
Valla dizlerim, ayağım ve ellerim çok ağrıyor.
Yoksa, düşmeyi hiç önemsemem.
Lanet olası şehir!
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil