1 Mayıs 2017 Pazartesi

#Günün analizi
Bugün,malum pazartesi,semt pazarına gitme günüm.
Buna gözlem günü desem daha doğru.
Tabii,bir de 1 Mayıs.
Çok önemli bir gün.Günün önemine bakarsanız,emekçinin halaya durduğu,coşkuyla kenetlendiği bir gün olması gerekiyor ama öyle mi acaba?
İstanbul,Ankara,İzmir.....
Taksim'de,yerde sürüklenen emekliler,coplanan genç kadınlar,sürüklenen delikanlılar.
İşte bizim işçi bayramından anladığımız bu.Cop,biber gazı ve şiddet.
İşin tuhafı,yerde sürüklenen de emekçi,copu sallayan da.
Bu nasıl iş?
İzmir'deki kutlamaları izliyorum,belindeki iple hayata tutunan bir işçinin,bir otelin camını silmesine takılıyor kamera.
Pazara yürüyorum,gözüm bir inşaata takıldı.
Hani,bugün işçinin bayramıydı ya!
İnşaatta 3 işçi duvar örüyordu,1 işçi tuğla taşıyordu,1 işçi ise asansöre yüklüyordu.
Yoksa,bu işçilere bugün bayram değil miydi?
Yaklaştım;'Bugün sizin bayramınız neden çalışıyorsunuz?diye sordum;
Bana baktı,'Ekmek parası be abla'dedi.
Başımı salladım ve pazara doğru yürüdüm. Pazar,inanılmaz pahalıydı.
Hala dolu tezgahlara baktım,parasının hangisine yeteceğini kestiremeyen ve kaygılı gözlerle tezgahlara bakıp,alamayan insanlara.....
Yoksa,bizim insanımız Stockholm Sendromuna mı yakalandı?
Bunca açlık,yoksulluk,sefaletle yaşamaya çalışırken,bu AKP 15 yıldır nasıl iktidar olur?
Celladına aşık olan mahkum gibi davranmaya iten şey nedir insanımızı?
İncelenmesi gereken bir durum bu.
Çaresizlik mi,kanaatkarlık mı yoksa alışkanlık mı yapılan?
Pazar fiyatlarına bakıyorum,hadi sebzeyi,meyveyi aldınız ama bunun daha eti,sütü,yağı,pişirilmesi ve sonrası var.
Nasıl yetiştiriyorlar da kabulleniyorlar inanın anlamıyorum.
İsyan etmek gerekmiyor mu?
-Ben açken,sen neden değilsin diye?
Bu kadar kabulleniş fazla değil mi?
Kader mi yani bunca çekilen çile?
Neyse ki,o işçi düşmeden temizledi otelin camlarını ama en çok,kendi bayramında bile o işçiyi çalıştıran o otel hafızalarda kalacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder