25 Mayıs 2018 Cuma

#Orhan Veli şiirinde der ki;
-Hiçbir Şeyden Çekmedi Dünyada
Nasırdan çektiği kadar!
Nasıl da ağrır hele ayakkabı dar geldiği zaman değil mi?
Ben de,Orhan Veli'nin nasırı gibi ayağımdan çekiyorum aylardır.Çoktan iyileşmesi gerekiyordu oysa.
Canım,tatlı mı geliyor nedir? 
Dün,bütün gün Balcalı Araştırma Hastanesindeydim.
Hastanenin doktor kadrosu,hastaya yaklaşımı çok iyi ama birkaç suratsız hemşiresi var,e o da olacak artık!
Neyse,konumuz yüzü gülmeyen ve kendini doktordan daha kıdemli sanan hemşireler değil.
Ana dil-de eğitim diyenlere birkaç sözüm olsun:
Balcalı Hastanesi,bir araştırma hastanesi.Bu yönüyle,özellikle Güneydoğu'dan çok hasta geliyor.
Kadınların mor,yeşil ve lacivert renklerdeki kıyafetleri,yüzlerinde yaptıkları desenleri hastanede çok dikkat çekiyor ama asıl olan bu değil elbette.
Doktorumla görüşeceğim,elinde koca bir dosyayla bir kadın yanaştı.Kürtçe konuşuyor,ne derdini anlatabiliyor ne de karşısındaki ne dediğini anlıyor.
Dili bıraktılar,sekreter beden diliyle,yarı Türkçe,yarı tarzanca kadına gideceği yerleri anlatıyor.
Koca hastane,tabelaları okurken başınız dönüyor,dil bilmeyen kadın ne yapsın?
Dil,bu kadar önemlidir anlaşmak için.
Hastanede hep karşılaştığım bir durum bu.Suriyelisi de geliyor derdini anlatamıyor,Güneydoğu'dan geleni de.
Bu işin çözümü nedir derseniz?
Bu ülkede yaşayan herkes,etnik kimliğine,dini inancına bakılmaksızın Türkçe'yi okuyacak-yazacak!
Türkçe,ana dilimizdir ve anlaşacaksak önce dilimizi iyice öğrenmeliyiz.
Bir tek,hastanelere gitmeniz yeterli,bırakın devlet dairelerini.
Ana dilde eğitim diye bağıranlar,yarın nasıl çözüm bulacak bu duruma cidden merak ediyorum?
Hastalık bu,derdini anlatamazsan doktora nasıl şifa bulacaksın?
Hastanelere tercüman mı atayalım yani?
Hastaneden çıktım Balcalı otobüslerine bindim.
Bakınız,hep insana saygıdan söz ediyorum ve yetişen nesilden cidden utanıyorum.
Bizim gençliğimizde,otobüse bir yaşlı,hasta,hamile bindiği zaman hemen yer verilirdi ama şimdiki gençler ya kitap okuyor,ya kulaklıkla müzik dinliyor ya da uyuyor ya da uyur gibi yapıyor.
İnanın,otobüse çok zor bindim ayağımdaki arızadan; o kadar çok ağrı çekiyordum.
Otobüsün geneli gençti ve çoğu da benim kızım yaşlarında.Biri de kalkıp yer vermedi.
İnsan,biraz saygı duyar değil mi ama nerde....
Ben de,çözümü şöyle buldum:Kağıt mendilleri çıkardım,otobüsün basamağına yaydım ve üstüne oturdum.
Ama yine utanmadılarsa,e ben daha ne yapayım değil mi? 
Dip not:Eğer bu gençlik,24 haziran'da da uyur gibi yaparsa yandık demektir.
Duyarsızlık,umarsızlık,saygısızlık diz boyu çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder