16 Mayıs 2019 Perşembe

#Haberlerde izledim,biri ne yapıyorsa,diğeri de aynı şeyi yapıyor ama bir farkla.
Birinde doğal,diğerinde çok sakil duruyor.
Dün örneğin;sayın Binali Yıldırım,bir öğrenci evine misafir oluyor.Tabi,öğrenci evindeki Ensar Dikgöz'ün, AKP Sağlık Bilimleri Üniversitesi Teşkilatı Yürütme Kurulu Başkanı olarak görev yapmasının bu konuyla asla ilgisi yoktur.ama sayın Yıldırım'ın 'Üskürdar'da kankalarımla beraberiz' demesi cidden ...
Yani,ne desem boş kısmında artık.
Öğrenci evlerini bilirsiniz,en çok yumurta,makarna ve menemen yenen evlerdir.
Gerçi,şimdi soğana gelen zamla,menemen pek olası değil ama ben en çok,masadaki bir kase hurmaya takıldım.
Hurmanın kilosunu biliyor musunuz?
Hadi ben söyleyeyim:80 tl.
Bir öğrenci evinde olması gerekenler listesine girmesi mümkün değil.
Bu öğrenciler nasıl aldı bu hurmayı valla şaştım kaldım.
Sayın İmamoğlu da ,Esenler'de,fıstık satıp okula gidemeyen Cebrail'in evine konuk oldu.
Ev,yerin altında ve orda insan yaşamaz.Daracık bir alan ve insanlar,yer sofrasında sıkışmış yemek yemeye çalışıyor.
İrdelenmesi gerekenler öncelikle şu:Bu çocuk neden çalışmak zorunda,okula gitmiyor?Bu aile,neden yerin altında yaşıyor ve neden yer sofrasında yemek yemeye mahkum ediliyor?
Neyse ki,Cebrail,ortaokulu bitirmiş ama inanıyorum ki,o çocuk daha da okutulacak sayın İmamoğlu tarafından.
Güven böyle bir şeydir.Girdiğiniz her yerde insanların üstünde etki bırakabilmek.
İki adaya baktığınızda,kim daha inandırıcı ve makamı hak ediyor?
Benim de uzun zamandır çalıştığım projedir,okula gitmeyen çocuklar.
Kurumlarla çalışarak,elbirliğiyle o çocukları da,tıpkı Cebrail gibi okulla buluşturacağız.
Bitmedi.
Ekonomiden anlamayan damat bakan,hala tahta beşikle bebek sallanan bir eve gidip,yerde oturup, iftar açıyor.
Saraydaki saltanattan sonra ne zor gelmiştir bu ziyaret!
AKP'nin,1994 yılında Refah Partisinden başlayarak hüküm sürdüğü İstanbul belediyesinde,18 günde suyu,akbili indiren Ekrem İmamoğlu'nun başardıklarını görünce,siz kime inanırsınız?
Madem yapabiliyordunuz,neden bugüne kadar yapmadınız diye sormaz mıyız vatandaş olarak?
Vakıflara,tarikatlara,oraya,buraya nasıl para aktarılacaktı değil mi?
Sloganı çal,projeleri çal....
Sonra?
Sayın Erdoğan demiş ki:'Karnını doyuruyorsunuz, her türlü ihtiyacını karşılıyorsunuz yine de oy vermiyor'
Kime diyor?
Her ay tıkır tıkır maaş alan,havadan gelen paralarla beslenen ama oy vermeyen kitleye diyor.Kimin parasıyla besliyor derseniz?
O benim,sizin,çalışanın,üretenin parası!
Rızam yoktur havadan para kazanlara ve helal de etmiyorum.
Kaldı ki;vatandaş güvercin değildir,yem savurduğunuz.
Ben,Eminönü'de,Atatürk Parkında güvercinlere yem verirken,alın terimle kazandığım parayla satın alıyorum yemleri.
Ben,sade bir vatandaşım,sizin gibi saraylarda yaşayıp da,yer sofrasında şov yapmıyorum.
İzledikçe utanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder