23 Mayıs 2019 Perşembe

#Patates tarlalarından geçiyorum. Mevsimlik işçiler sıcağın altında çalışıyor.
Pazarda, markette patatesin fiyatını görünce, altın değerinde torbalar dolusu patates var tarlada. 
Dolmuşta iki kadın' Ne bu hükümetin yaptığı,nasıl geçineceğiz' diye söyleniyor; diğeri ise, 'Buna da şükür. Eskiden terör vardı, şimdi yoksulluk var ama terör yok, devlet engelliye, ana-babasına bakana para veriyor diye şükrettiğinde dayanamadım ve' Neye şükrediyorsunuz? Hem, pahalılıktan dem vurup hem de haline şükretmek diye bir şey yok. 'Neden bunları yaşıyoruz?' diye soracaksınız, bu kadar kaderci olmayın. Onca parayı,babasının kesesinden almıyor, bizden alıyor' dedim, kadınlardan biri ', He canım haklısın de, bizdeki de dil işte' dedi.
Yurdum insanını cidden anlamak çok zor.
Soru sormak, 'neden' demek yoksul ve çaresizlik çeken herkesin yapması gereken şey. Bunun okumayla ilgisi yok.
İnsanın, bazı şeyler canına tak ederse, ortada ne inanç kalır ne kaderine razı olmak kalır.

Çocuğun açken, evinde kazanın kaynamıyorsa, sen isyan etmelisin yaşadıklarına.
Kuyruğunu kıstırıp, sessiz kalmayacaksın.
'Dur bakalım! Sen, saraylarda yaşarken, bana bunu nasıl reva görüyorsun' dediğinde her şey başlayacak senin ve senin gibi herkes için.
Sıcağın altında patates işçilerini izliyorum.....
İşleri bu ama ya yaşadıkları koşullar!
Kader, sana çizilmiş bir yol değildir.
Sana verilmiş bir hayatın yolunu sen çizeceksin, başkalarının çizmesini izin verirsen, güneşin altında, terlersin böyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder