4 Mayıs 2015 Pazartesi

#Çanakkale ruhu nedir?
Bu ülkede yaşayan 75 milyon nüfusun tamamını Çanakkale'ye götüreceksiniz ve orda yaşanan savaşın vahşetini,şehitlikleri,siperleri,tabyaları,anıtları Conkbayırını tek tek gezdireceksiniz.İşte o zaman halkımız,bu ülkenin nasıl kazanıldığını,günümüzde kimlerin ihanet içinde olduğunu anlayacak ve ülkenin kaderini tayin edecek.
Başka türlü izahı yok yaşananların.
Yazıdan da anlaşılacağı üzere,3 günlük Çanakkale turuna gittim.
Gelibolu Yarımadasında akşama kadar süren keşif elbette yetmez ama Çanakkale ruhunu anlamak için bu bile yetti inanın.
Siperlere girdim tek tek,tabyaları dolaştım.çeyrek ekmek ve kuru üzüm hoşafıyla ülke kurtaran 15 yaşındaki Mehmetçiklerin izlerini sürdüm Çanakkale'de.
Öykülerini dinledim rehberden ve utandım,bu ülkeye zulüm yapanlardan.
253 bin şehit.....
Elbette İngiliz,Fransız ve Anzak askerleri bu rakama dahil değil.
Çanakkale Şehitleri Anıtının ihtişamından etkilenmemek mümkün değil.Ancak,şehitliklerdeki çiçekler dikkatimi çekiyor.Sanki,yeni ekilmiş gibi.Rehbere soruyorum ve yanılmamışım.Bizim,muhteşem şahıs,meğer Kara Savaşlarının 100. yıldönümü diye,Çanakkale'ye gittiği için ekilmiş o çiçekler.
Gören de,Çanakkale şehitlerini gerçekten düşündüğünü sanacak!
Conkbayırı,son durak Çanakkale Savaşı'nda.
Mustafa Kemal Atatürk'ün,göğsünden vurulduğu ve saati sayesinde hayatının kurtulduğu ve de Çanakkale Savaşı'nın kaderini değiştiren 57.Alay Komutanlığının destan yazdığı bayır.
5 adet kitabe var,savaşı anlatan.En çok etkilendiğim alan.
7-8 metreye kadar düşen görüş mesafesiyle,düşmanla göğüs göğüse çarpışan ve destan yazan isimsiz kahramanlar.....
Siperlere giriyorum ve göğsüm daralıyor.O anki ruhu yakalamaya çalışıyorum.15 yaşındaki çocuklar,tıp fakültesinde okuyan öğrenciler ve ülkenin dört bir yanından vatanı kurtarmaya koşan ve bir daha dönmeyen Mehmetçikler.....
Bu ülkenin vatandaşlarını tek tek Çanakkale'ye götüreceksiniz ki,bu savaşı anlasınlar.
Enkaz ve sömürgeye dönüşmüş bir Osmanlıdan,Türkiye Cumhuriyetini yaratmanın öyküsüdür Çanakkale.
Dönüş yolunda Ankara'dan geçiyoruz.Şoför,sola bakmamızı istiyor.Karşımızda ışıl ışıl bir alan.Ne olduğunu anlamıyoruz önce.Öyle ihtişamlı ki,gözlerimiz kamaşıyor.İşte orası,Atatürk'ün bataklıktan bir cennete çevirdiği Atatürk Orman Çiftliğinin talan edilmiş ağaçlarının içinde yükselen o utanç verici yapı;
KAÇ-AK-SARAY!
Çanakkale dönüşü ne hazin bir tablo.Bu ülke için canını veren Mehmetçiklerin kanıyla akan derelerini görüp de,bu utanca düşmek inanın zulüm gibi.
Bu utanca ortak olmak için koşun ve oylarınızı AKP'ye verin.Memleketi biraz daha talan etsinler,hepimizin cebinden biraz daha ç-alsınlar diye!
Koşun!
Ya da,Çanakkale'ye gitsenize.
Belki,o zaman anlarsınız bu ülke nasıl kur-t-ulmuş ve nasıl heba ediyorlar?
Otobüsteki yaşlı teyzeler,KAÇ-AK-SARAY'ı görünce:
''Tayyip,Allah senin.....''diye başlıyordu.
Yaşlı teyzeler kadar olamıyorsunuz çoğunuz.Onlar bile,o yaşa rağmen gerçekleri görüyor,bir siz hala takılmış gidiyorsunuz AKP'nin kuyruğuna.
Kör müsünüz hala anlamıyorum ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder