Hatun teyze.....
Onu,yaklaşık 3 yıl önce tanıdım.Bildiğiniz çöplüğün içinde yaşıyor.Ev kendinin değil,biri ölene kadar oturması için vermiş.Banyosu yok,tuvalet,sofanın bir yerinde,mutfak yok.Bir köşeye M.Ö üretilmiş bir ocak konmuş,bir de tüpü var.Yemeğini kendi pişiriyor,çamaşırını kendi yıkıyor.Sekiz çocuğu var ama geleni yok.
Evladın da hayırlısı demek gerekiyor aslında.Arada bir kızının yanına gidiyor ve anne yüreği,giderken de ona getirilen erzakları götürüyor çuvallara basarak.
Yemek götürüyorum arada,kuru gıda ve yakacağını da belediyeye rica ediyorum.Hiç kırmıyorlar beni.İçerde kedi gördüm sanıyorum ama dikkatli bakınca koca bir Cardın (Yani,devasa bir fare mi ne?) görüyorum,korkuyla içerden kaçıyorum dışarıya.Herkesin Alzheimer (Ne kolay tanımlıyorlar bunu.Sanırsınız ki,herkes psikiyatrist olmuş)Hatun teyze Demans hastası.Geçmişi de,günümüzü de iyi anımsıyor.90'lı yaşlarda bu kadar unutkanlık doğal değil mi?Bana eşini,çocuklarını sırtında odun taşıyarak nasıl büyüttüğü,eşinin ölümünü,evlatlarının ondan utanmasını,her şeyi anlatıyor gözleri dolarak.
Ona acıyorum ama yardım etmek de istiyorum.Huzurevine yerleştirileceğini öğrendim ve yanına gittim bugün.İşte,aramızdaki diyalog:
-Sen mi geldin? Benim yemeğim yok,söyle de yine belediye yemek getirsin.
-Çamaşır mı yıkadın diyorum,içlik donlarını kiriyle kendi bildiğince yıkamış ve asmış komşunun teline.arabaların üstüne atmıştı.
Elini tutuyorum,beni seviyor.Komşusunu anlatıyor.Burda,çingeneler var ve geneli de hırsız.Kadıncağızın neyini bulsalar çalıyorlar.Bana ''O orospu var ya,hani o evlerde çalışan var ya,şimdi yaşlı biriyle evlendi de başımıza bela oldu'' diye anlatıyor.
Seni huzurevine yerleştirecekler diyorum,''Gitmem,burası benim evim''diyor.
Yaşlılar böyledir.Orda yaşanmışlıkları var.kir,pas içinde eşyaları var ama orda ölecek belli ki.Bana diyor ki;''Ben altıma işiyorum.Ya orda da yatağa yaparsam?Bana kızarlarsa.''
Üzülme,sana iyi bakacaklar,senin yaşındakilerle oturacaksın diyorum''Beni kocaya mı verecekler?''diyor ve ekliyor''Beni kim ne yapsın,yaşlıyım ya?''
Bana kızımı soruyor,iyi diyorum,okuyor.Allah bağışlasın diyor ve çamaşırları üstüne attığı araba gidiyor.Koşup,çamaşırları topluyorum ve duvarın üstüne rastgele atıyorum.Öyle kirli ki....
Fotoğraflarını çekerken ''Kele kızım,beni böyle çekme,dur da şu örtümü düzelteyim''diyor,bekliyorum ve titreyen elleriyle saçlarını düzeltmesini izliyorum.
Kınalı saçları,kir içindeki ayakları,hayatın izlerini taşıyan kırışık yüzüne dokunup ayrılıyorum ordan.
Sonrası yağmur başladı.Ben ıslandım ama o çamaşırlarını kurtardı mı acaba?
Yemek götürüyorum arada,kuru gıda ve yakacağını da belediyeye rica ediyorum.Hiç kırmıyorlar beni.İçerde kedi gördüm sanıyorum ama dikkatli bakınca koca bir Cardın (Yani,devasa bir fare mi ne?) görüyorum,korkuyla içerden kaçıyorum dışarıya.Herkesin Alzheimer (Ne kolay tanımlıyorlar bunu.Sanırsınız ki,herkes psikiyatrist olmuş)Hatun teyze Demans hastası.Geçmişi de,günümüzü de iyi anımsıyor.90'lı yaşlarda bu kadar unutkanlık doğal değil mi?Bana eşini,çocuklarını sırtında odun taşıyarak nasıl büyüttüğü,eşinin ölümünü,evlatlarının ondan utanmasını,her şeyi anlatıyor gözleri dolarak.
Ona acıyorum ama yardım etmek de istiyorum.Huzurevine yerleştirileceğini öğrendim ve yanına gittim bugün.İşte,aramızdaki diyalog:
-Sen mi geldin? Benim yemeğim yok,söyle de yine belediye yemek getirsin.
-Çamaşır mı yıkadın diyorum,içlik donlarını kiriyle kendi bildiğince yıkamış ve asmış komşunun teline.arabaların üstüne atmıştı.
Elini tutuyorum,beni seviyor.Komşusunu anlatıyor.Burda,çingeneler var ve geneli de hırsız.Kadıncağızın neyini bulsalar çalıyorlar.Bana ''O orospu var ya,hani o evlerde çalışan var ya,şimdi yaşlı biriyle evlendi de başımıza bela oldu'' diye anlatıyor.
Seni huzurevine yerleştirecekler diyorum,''Gitmem,burası benim evim''diyor.
Yaşlılar böyledir.Orda yaşanmışlıkları var.kir,pas içinde eşyaları var ama orda ölecek belli ki.Bana diyor ki;''Ben altıma işiyorum.Ya orda da yatağa yaparsam?Bana kızarlarsa.''
Üzülme,sana iyi bakacaklar,senin yaşındakilerle oturacaksın diyorum''Beni kocaya mı verecekler?''diyor ve ekliyor''Beni kim ne yapsın,yaşlıyım ya?''
Bana kızımı soruyor,iyi diyorum,okuyor.Allah bağışlasın diyor ve çamaşırları üstüne attığı araba gidiyor.Koşup,çamaşırları topluyorum ve duvarın üstüne rastgele atıyorum.Öyle kirli ki....
Fotoğraflarını çekerken ''Kele kızım,beni böyle çekme,dur da şu örtümü düzelteyim''diyor,bekliyorum ve titreyen elleriyle saçlarını düzeltmesini izliyorum.
Kınalı saçları,kir içindeki ayakları,hayatın izlerini taşıyan kırışık yüzüne dokunup ayrılıyorum ordan.
Sonrası yağmur başladı.Ben ıslandım ama o çamaşırlarını kurtardı mı acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder