#Bu aralar, Cem Karaca'nın Tamirci Çırağı şarkısına takıldım.Atölyemde,evimde,her yerde bunu dinliyorum.
İnsanlar arasındaki eşitsizlik,derin uçurumun ardında yatan gerçekler belki de beni bu şarkıya çekiyor.
Bu akşam,yine Maryland Cafe'deydim İnsanın,duymak istediği her şarkının çalınmasının verdiği haz paha biçilmez.
Şarkıları seviyorum çünkü içinde her duyguyu barındırıyor.
Hiç duymadığım şarkılara da tanıklık ettim bugün.
Ben, çok yabancı kalmışım belli ki,çünkü mekandaki herkes bu şarkıları ezbere biliyordu.
Hatta el kadar çocukların bile söylediği arabesk şarkıları duyunca ben....
Ya nesil iyice depresif oldu ya da ben yaşlandım artık.
Ama müzik candır elbette.Şarkılarla geçiyoruz hayatımızdan.İlla ki,yare sitem eden şarkılar canımızı acıtıyor ve sürekli acıyla besleniyoruz sanırım.
Oysa,hayat kirpiklerinizi açıp kapattığınız anın içinde saklı.Sanki,binlerce yıl yaşayacakmış gibi kendimize hor davranmanın anlamı da yok ama niyeyse artık!
Sevda dediğiniz şey de geçiyor bir şekilde emin olun.
Mekandaki çiftlere baktığımda,şimdiki gençlerin aşk anlayışı da değişmiş meğer.Ellerinden düşürmedikleri telefonlarıyla niye yan yanalardı acaba?
Oysa,sevdalar el ele,göz göze yaşanmıyor muydu?
Şimdiki aşklar,cep telefonu mesajlarıyla yol alıyor anlaşılan.
Karşındakini göz rengini sorsan bilmiyorlar,o derece bakışmıyorlar anlayacağınız.
Tamirci Çırağı'nı bana seslendiren sevgili Seyithan ve Tahirciğime burdan teşekkür ediyorum.
Bir şarkıdan yola çıkarsanız,hayatı analiz edebilirsiniz aslında.
Örneğin;biz halk ile bizi yönetenler arasındaki derin uçurum.....
Ne hayat algımız örtüşüyor ne de yaşam biçimimiz.
Bütün sorun da burdan başlıyor zaten.
Ne biz Tamirci Çırağıyız ne de onlar bizi egzoz gazına boğacak kişi ama onlar,kendilerini hep çıtanın üstündeki grup sanıyor.
Peki ama öyleler mi acaba?
Hayat,şarkılarda ya da romanlardaki gibi yaşanmıyor elbette.
Özgürlük diyorsun,eşitlik diyorsun,refah bir toplum diyorsun ama bize layık buldukları;
'İşçisin sen,işçi kal '
Peki,biz bunu istiyor muyuz?
İsyan etmelerim bundandır.
İnsanlar arasındaki eşitsizlik,derin uçurumun ardında yatan gerçekler belki de beni bu şarkıya çekiyor.
Bu akşam,yine Maryland Cafe'deydim İnsanın,duymak istediği her şarkının çalınmasının verdiği haz paha biçilmez.
Şarkıları seviyorum çünkü içinde her duyguyu barındırıyor.
Hiç duymadığım şarkılara da tanıklık ettim bugün.
Ben, çok yabancı kalmışım belli ki,çünkü mekandaki herkes bu şarkıları ezbere biliyordu.
Hatta el kadar çocukların bile söylediği arabesk şarkıları duyunca ben....
Ya nesil iyice depresif oldu ya da ben yaşlandım artık.
Ama müzik candır elbette.Şarkılarla geçiyoruz hayatımızdan.İlla ki,yare sitem eden şarkılar canımızı acıtıyor ve sürekli acıyla besleniyoruz sanırım.
Oysa,hayat kirpiklerinizi açıp kapattığınız anın içinde saklı.Sanki,binlerce yıl yaşayacakmış gibi kendimize hor davranmanın anlamı da yok ama niyeyse artık!
Sevda dediğiniz şey de geçiyor bir şekilde emin olun.
Mekandaki çiftlere baktığımda,şimdiki gençlerin aşk anlayışı da değişmiş meğer.Ellerinden düşürmedikleri telefonlarıyla niye yan yanalardı acaba?
Oysa,sevdalar el ele,göz göze yaşanmıyor muydu?
Şimdiki aşklar,cep telefonu mesajlarıyla yol alıyor anlaşılan.
Karşındakini göz rengini sorsan bilmiyorlar,o derece bakışmıyorlar anlayacağınız.
Tamirci Çırağı'nı bana seslendiren sevgili Seyithan ve Tahirciğime burdan teşekkür ediyorum.
Bir şarkıdan yola çıkarsanız,hayatı analiz edebilirsiniz aslında.
Örneğin;biz halk ile bizi yönetenler arasındaki derin uçurum.....
Ne hayat algımız örtüşüyor ne de yaşam biçimimiz.
Bütün sorun da burdan başlıyor zaten.
Ne biz Tamirci Çırağıyız ne de onlar bizi egzoz gazına boğacak kişi ama onlar,kendilerini hep çıtanın üstündeki grup sanıyor.
Peki ama öyleler mi acaba?
Hayat,şarkılarda ya da romanlardaki gibi yaşanmıyor elbette.
Özgürlük diyorsun,eşitlik diyorsun,refah bir toplum diyorsun ama bize layık buldukları;
'İşçisin sen,işçi kal '
Peki,biz bunu istiyor muyuz?
İsyan etmelerim bundandır.
Tabii,şu da bir gerçek;
Tamirci Çırağıyla ojeli tırnaklı kadının öyküsünü yalnızca romanlarda okursunuz.
Böyle bir aşk yok biliyorsunuz.Çünkü;
Aşk da,karnınız acıkıncaya kadardır!
Bu da,benden bir öğreti olsun okuyanlara.
;)
Tamirci Çırağıyla ojeli tırnaklı kadının öyküsünü yalnızca romanlarda okursunuz.
Böyle bir aşk yok biliyorsunuz.Çünkü;
Aşk da,karnınız acıkıncaya kadardır!
Bu da,benden bir öğreti olsun okuyanlara.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder