#Bu sabah,dünden sanki az yorulmuşum gibi,saat 7'de yürüyüşe çıktım.
Tabii,çıkarken de,fırına ince tırnak ekmek siparişi vermeyi de unutmadım.Şöyle,bol susamlı ve hafif de yanık cinsinden.
Ne yani,onca yürüyüş yapacağım,eve gelince mükellef bir kahvaltı yapmayayım mı?
Hem de,en sevdiğim gün,pazar günü.😉
Bir evin duvarından baygın baygın Yasemin çiçeğinin kokusu geliyordu.Hiç sevmem o kokuyu,ağır gelir bana.
Ormanlık alana bir vardım ki,ağaçların çoğunun yerinde yeller esiyor.Böceklerle mücadele edemeyen belediye,kuruyan,kurumayan,allah ne verdiyse ağaçlara kıymış meğer.
Yoksul halk da çalı,çırpısını topluyordu kış için.
Bu belediyeye söylenecek çok şey var ama yarına inşallah!
Benimkileri biliyorsunuz artık;iki yaramaz sincabım var.Beni görünce yamacıma geliyorlar.Bir kankalık durumuna geldik çok şükür.😉
Seviyorum ağacı,börtü böceği ve korumak için de elimden gelenden fazlasını yapıyorum.

Yürüyüş güzeldir,hele sabahın erkeninde,daha da güzeldir.Kimse yok,sessiz,sakin bir orman havası....
Şehre gelince genzinize dolan tozla bütün hikaye bitiyor elbette.
Uzun süredir yağmur yağmıyor bölgeye ve kuraklık her şeyi vurmuş durumda.
Çayın içinde azalan sudan balık bulmaya çalışan balıkçı kuşları da nasipleniyor bu durumdan çünkü sayıları çok azalmış artık.
Memleketi HES'lere boğan,çok lazımmış gibi su kaynaklarını kesen barajlar yapacağını müjdeleyen,hiçbir fizibilite çalışması yapmadan sallama işlere yönelen bütün amir,memur,başkan,vekil,her kim varsa yeminle gına geldi artık.
İşleri,yüzlerine gözlerine bulaştırmada level atladılar.
Onlarsız memleket ne güzel yönetilir değil mi? 🙂

Yürüyüşten dönerken,yaşları 14-15,üstleri yağ içinde çocuklara rastlıyorum.Yaşıtları evde uyurken,onlar ekmek derdinde.
'Günaydın' dedim, 'Günaydın teyze' dediler; yıkıldığım andı.
Nene diyecekleri günler ne zaman gelecek acaba?😉