20 Ekim 2019 Pazar

#Benim atölyem, hayat demek. 😉
Bugün, yine ve her zamanki gibi tartışma, sohbet, memleketi kurtarma havaları, kadın-erkek ilişkisi üzerine kıran kırana bir muhabbet ve sıcak simit ve çay....
Kırsalda, bir avuç bahçesinde üreten yaşlı insanların emeğinin nasıl değerlendirileceği konusu çok önemliydi.
Yani, semt pazarında yer bulamayan üretici.
Çözeceğiz elbette bu konuyu. Çözüm yollarım hazır. 🙂
En çok tartıştığımız konu, üreten, kazanan, ayaklarının üstünde duran kadının evlilikteki konumu, boşanmalara etkisi.....
Ve özgür kadının hayattaki duruşu.
Kadın özgürleşince, erkeğe muhtaç olmazmış da, erkeğin otoritesi kalmazmış da.....
Otorite ne demek?
Evlilik, iki insanın yana yana yürüdüğü bir yol arkadaşlığı değil miydi?
Ne ara güç ve iktidar savaşı oldu?
Erkek egosunun sonucu bu.
Kadın sinmiş, pısırık, itaatkâr, erkeğin önüne terliklerin koyan, havluyu tutan, yat deyince yatacak, otur deyince oturacak.....
Bir meta, bir cinsel objeden ibaret olacak.....
Yani, eskiden böyleydi algı.
Tabii ki, böyle çağdışı söylemlerimiz olmaz benim atölyemde.
İlkel bakış açısını tartışmayız bile.
Özgür kadının özelliklerini tartıştık.
Kadın, ne yaparsa, ne üretirse başarılı olur?
Ne kadar güldük, ne kadar konuştuk bugün. 
Dedim ya; benim atölyemde hayat var.
Pazar sohbetlerimize katılmak isterseniz, ben burdayım, atölyemin kapısı herkese açık. ❤️

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder