7 Ekim 2019 Pazartesi

#İçimizden bir öykü.
Atölyemdeyim her zamanki gibi, bir ara kahve molasında, sokağı izliyordum ki, bu teyze geldi, kaldırıma oturdu.
İlk kez görüyorum bu sokakta, bu teyzeyi.
Ayağında mavi lastik ayakkabısı, rengi kaçmış çiçekli şalvarı, başında beyaz tülbenti ama en dikkat çekici yanı, gözlerindeki çok kalın camlı ama sol cam verevine kırık gözlükleriyle karşıma oturdu.
Dünyaya, bu kırık camla bakmak.....
İçimden, 'Bu kadının hiç mi evladı, torunu yok da, bu kırık gözlükle baktırıyorlar' diye de geçirmedim değil.
Hatta, kızdım bile.
Yaşlı ya!
' Nasıl olsa, bir ayağı çukurdadır, ne diye uğraşalım ' bile demiş olabilirler.
Yanına gittim,

-Teyze, betona oturma, gel sandalye vereyim dedimse de, ikna edemedim.
İçime de sinmedi hali.
-Teyze, su ister misin? dedim
-Vay gadasına aldığım, ver bir su da içeyim dedi.
Yaşlı ya, belki dokunur diye musluktan su verdim.
Suyu aldı, bir yudum içti ve döktü.
-Kele gızım, heç mi soğuk suyun yok, bu ne gan gibi deyince,hemen bardağı geri aldım, soğuk su verdim.
-Vay, atana, dedene rahmet, su gibi aziz ol gızım dedi bana.
-Hepsine rahmet olsun teyze dedim.
Nurlarda uyusunlar!
Bunları konuşurken, gözümü teyzenin kırık gözlük camından alamadığımı da belirteyim.
Tanımıyorum  ama 'şu teyzeyi ben mi doktora götürsem de, kalan ömründe iki gözüyle de kırıksız görse dünyayı 'dedim içimden.
Yapmaz da değilim bunu ama biri de çıkıp,' Sen kim oluyorsun? 'derse!
Teyze ayağa kalktı,' Hadi gızım, hoşakal, sağol sağol ' dedi, kolundan tuttum kalkması için, kuş kadar bir kol, öylesine zayıf ve kemikli.
Yürürken arkasından baktım, köşeyi dönene kadar. Yavaş yavaş uzaklaştı sırtının kamburu, naylona sarılmış yarım pide ekmeği ve gözünde, sol camı kırık gözlükleri.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder