#Çukurova'nın Uçsuz bucaksız tarlalarının içinden geçiyorum.
Beyaz altın pamuk, fıstık tarlalarının içinden.....
Yıllardır pamuk ekimi yapılmıyordu bölgede.
Ekim yapılmayınca, ırgatların yoğunluğu da düşmüştü.
Önlerinde torbaları, genç kızları, çocukları görüyorum pamuk tarlasında.
Pamuklar hasat yapıldı da, geriye kalanı mı topluyorlar yoksa, rekolte mi düşük bilmiyorum ama tarlalar çok zayıf görünüyor.
Tarım, anladığım bir şey değil ama ülkenin başına böyle bir tarım bakanı verilmesini ben bile anlamıyorum.
Tarım deyince ne anlıyor, cidden sormak gerek.
Çukurova'nın bereketli topraklarının içinden geçiyorum, tarlaları ve içindeki ırgatları izleyerek....

Çoğu arazi boş, bir kısmı sürülüyor traktörlerle.
Havada da ağır bir koku var.
Yağmurun, eli kulağında, ardından da başlayacak soğuklar aklıma düşüyor bir anda.
Sevmiyorum kış mevsimini, beni üşütüyor çünkü.
Bir evlat, bir ekmek bir de toprağın kokusu, dünyanın en güzel kokusudur.

Bereketli toprakları, sanayiye kurban vermek,orda, onca taşlık arazi dururken üstelik...
İhanetin bir adı da bu değil midir?

Hava, kurşun gibi ağır.
Gün, güzel geçer umuyorum.
Umut işte! ❤️