18 Ekim 2019 Cuma

#Kıssadan hisse öyküler......
İlkokul 5. sınıftayım ve bandonun da şefiyim.
Bayram yaklaşıyor,çalışmalar hızlandı.
Müdür,dersten çağırdı beni,bandoyu çalıştırmam için;çalıştırdım,sınıfa döndüm,öğretmenim 'Nerdesin 'dedi.Aynı zamanda,sınıf başkanıyım da.
'Bandoyu çalıştırmaya gittim' dedim.
O sırada,öğretmen tüm sınıfa sıra dayağı çekiyordu,elinde bir kızılcık sopasıyla.
Benim de başıma vurdu,nedenini anlamadığım.
Sınıftan çıktım,müdüre gittim ve bandoyu bıraktığımı söyledim.
'Bayram geliyor, bandonun şefisin, bırakmayacaksın' dese de,bir daha bando çalmadım.
İlk muhalif duruşum budur hayatta çünkü;haklıydım.
Öğretmenle,müdürün ileşimsizliğinin faturasını başıma vurulan sopayla ödeyemezdim.
Yıllar geçti,üniversite başladı.
Dünya çapında büyük bir sanatçı profesörümüz var.
Profesörler.elbette bu işin piri insanlar.Bizim gibi çömez öğrencilerin hocalarımızla aşık atacak halimiz yok.
Atölye dersindeyiz,arkadaşıma hafta sonu konserinde Prokofiev'in Romeo ve Juliet uvertürü var,gideceğim' dedim,
Hocam da,arkamdaymış,duydu ve ' Sen,nerden geliyorsun?'dedi.
Gururla,' Adana ' dedim.
Beni küçümsedi ve hiç unutmuyorum 'Taşradan gelip de,Prokofiev'i nasıl biliyorsun?'diyerek aramızdaki ilk fitili ateşledi .Birbirimizi hiç sevmedik biliyorum ama saygıda asla kusur etmedim hocama.
Bir gün,atölyeye geldi,onca sınıf arkadaşımın içinden geçti ve bana yönelik kabalık yapmaya başladı,nedenini anlamadığım.
İtiraz ettim elbette çünkü;haklıydım.
'Seni bu okuldan mezun etmeyeceğim ' dedi ve dediğini de yaptı.
Sınıfta bıraktı beni ama beni mezun etmemek gibi bir lüksü olamazdı çünkü;ben sorumluluğumu bilen bir öğrenciydim.
Mezun oldum elbette ve yıllar geçtiğinde,hocamın ölüm ilanını gördüm gazetede.
' Benden özür dilemeden gittin hocam,rahat uyuma' dedim
Çok çektim İstanbul'da çok o dönemde.
Haksızlığa uğramayı asla kabul etmem.Bana,kimsenin hakaret etmesine izin vermem.Hak yemem,kendi hakkımı da asla yedirtmem.
Kaybeden ben olmam!
Bana kimse 'Aptallık etme 'diyemez!
Beni kimse tehdit edemez çünkü,buna neden olacak bir tutumum olmaz.
Haddine düşmez çünkü!
Bunu yapana elbette yapacaklarım vardır.
Kişi bazındaysa,elimin tersine gelir ki,çok iyiyimdir bu konuda ; daha geniş aralıktaysa hukukun her yolunu denerim ama daha da geniş açıdaysa,işte burda .....
Dimdik ayakta duran,güçlü,ne yaptığını bilen ,önündeki bütün adımları hesaplayan bir akıl ordusuyla gereğini yaparım.
Tabii, bu işten bir çıkarım varsa ayrı konu!
O zaman da susar,boynumu büker,başıma gelecekleri beklerim.
Hatasız insan olmaz ama zararı yalnızca kendineyse.
Daha geniş kapsamlı bir durumda,sizin hata yapma lüksünüz yoktur.
Tükürdüğünü yalamak,toplumu ahmak yerine koymak ,kendi çıkarın için rencide etmek diye bir şey de yoktur.
Bizler,aynı göğün altında yaşamıyor muyuz?
Bizi de,bu gelenekler,ahlak ve erdemli geçmişimiz büyütmedi mi?
O halde?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder