30 Ağustos 2019 Cuma

#Bir camiden izlenimler.
Ülkemizde,gittiğim her yerde camileri,kiliseleri,ören yerlerini gezerim,fotoğraflarım.
Gittiğim hiçbir camide,şu anlatacaklarımı görmedim:
Dün,30 Ağustos Zafer Bayramı için sokaktaydım.Cuma gününe de denk gelince,hem cuma hutbesini dinleyeyim hem de cemaat nasıl ona bir bakayım dedim,
Cuma hutbesini de hiç dinlememişti bugüne kadar.
Merkez Camisinde oturdum hocanın konuşmasını bekledim.
Herkes,ayakkabıyla geçiyor avludan doğal olarak.
Ben de,kıyıdan geçtim ve insanları izlemeye başladım.
Her türden insan geliyordu.Kimi,iki yaşındaki çocuğunu almış,kimi,saçını arkadan toplamış,kimi de ayağında parmak arası terlik ve pahalı spor ayakkabılarıyla gelmişi.
Yani; her çeşit erkek vardı alanda.
Abdestini alan,ayakkabısını kucağına alıp içeri geçiyordu.Oysa,orda ayakkabı koyacak yerler de vardı ama ayakkabılar,terlikler kucakta taşınıyordu.
Cami,Allahın eviydi,orda çalıntı olur muydu da,bu insanlar bu korkuyu taşıyordu?
Bir-iki derken,namaz saati de yaklaşınca kolunun altına seccadesini alan camiye geldi.
Yere mavi hasırlar serilmişti,gelen oturuyordu.Alan boştu henüz.Sanki,oturacak yer yokmuş gibi,biri de,benim oturduğum kapının önüne seccadesini serince' Burdan,herkes ayakkabıyla geçti,temiz değil' diyecek oldum,umursamadı bile.
Camiye gelenlerin çoğunu tanıyorum görsel olarak.
'Şu adam,bana borç takan adam değil mi? Şu da,yalan söyleyerek ailevi sorunlara neden olan adamdı.' diye bakarken,içimden;'Kardeşim,işin ahlakı önemli.Ne yani,seccadeyi koluna takıp camiye koşunca,arınmış mı oldun yaptıklarından? Bana borcun var örneğin.Kul hakkı yiyorsun.Helal etmiyorum sana o parayı,ne olacak şimdi?'
Cuma hutbesi,cami içine mikrofondan veriliyor,dışardan duymuyorsunuz yani.
Hoca,başladı konuşmaya.Hak-Hukuk-Adalet,iman gücü diyor;Ahlaklı olmanın erdemlerinden söz ediyor,dinden sapmayın diyor,Çanakkale Savaşından söz edince,çok şükür Atatürk'ü anmaya başlayacak diyorum ama heyhat! Hoca,Seyit Onbaşı'nın top mermisini Allahın emriyle kaldırdığını söylüyor.
Askerlerin iman gücünden söz ediyor ama bir türlü 30 Ağustos ve ATATÜRK demiyor.
Araya, arapça katıyor,sonra da tercümesini yapıyor.Tabii,biz bilmiyoruz arapçayı,artık ne diyorsa?
Hocadan duyduğum tek iyi şey,bölgede kanayan yara; Anız Yangınları.
'YAKMAYIN' diyor,iyi de ediyor.
Peki,bu kadar özel bir günde,hoca efendi neden ATATÜRK'ün adını dahi anmıyor?
Sonuçta:vatandaşın parasından aldığı maaşla oturduğu cami hocası makamında ,ATATÜRK sayesinde bulunuyor.
Bu vatan,kolay kazanılmadı.
Eline,Diyanetin tutuşturduğu kağıdı okurken hiç mi bunları düşünmedi?
Ankara'daki diyanet,ANIZ YANGINLARINI hutbeye sıkıştırmaz.Nerden bilsin,bölgedeki dramı?
Bunu konu ettiyse,başka her şeyi de konu etmeliydi.
Kadın cinayetleri örneğin,çocuk tecavüzleri.tarlalarda yanan hayvanlar kadar önemlidir bu konular.
Sonuna kadar dinledim konuşmayı sabırla ve tek tümce '30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun'
Bu mudur yani?
Bu vatanı bize veren kurucu liderimiz GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü anmayacaksınız ve biz de sessiz kalacağız öyle mi?
O camideki kalabalık,hiç tepki vermedi bu duruma.
Kardeşim!
Siz bu vatanın evladı değil misiniz?Sizin,dedeleriniz de cephelerde savaşmadı mı?
Nasıl olur da,hocaya tepkisiz kalırsınız?
Az önce ayakkabıyla gezilen yerde namaz kılıyorsunuz,bunu da kabul ediyorsunuz üstelik.
Ses çıkarın,ses!
Hocayı yakalamak için epeyce bekledim aslında ama bir türlü ulaşamadım.
Diyeceğim odur ki:1 Milyonluk Mersedes'e binip,dini amaçlarına alet eden,saltanat içinde yaşayan ve bütçesi çoğu bakanlıktan fazla olan,
ATATÜRK'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır!
Ne işe yaradığı belli olmayan bir kuruma,bu paralar neden aktarılıyor?
Helal değildir!
Hani,her şeyde haramı arıyorsunuz ya!
Milletin,çoluk çocuğunun rızkı da size helal değildir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder