#Malum, havalar çok sıcak. Bu sıcakların, bir de iyi tarafı var elbette.
Fotoğraflarda gördüğünüz ürünler, evde bulunan ve tarımla uğraşan dostlarımızın getirdiği ürünlerin fazlası.
Taze taze tüketiyoruz ancak, fazlasını da kış için böyle hazırlıyorum.
Meyve kurusu bunlar.
Çocuklarınızı, kışın abur cubur yerine, meyve kurusu yemeye alıştırın. Hem, hijyenik koşullarda kendiniz yapıyorsunuz hem de çocuklarınızı doğru besliyorsunuz.
Meyveleri iyice yıkıyorsunuz, dilimleyip, pişirme kağıdı serdiğiniz tepsiyle güneşe koyuyorsunuz,arada ters yüz edin, hepsi bu.
Bu meyveleri yaparken, çekirdeklerini asla çöpe atmıyoruz, ki; biz, her yıl yaptığımız gibi, bu çekirdekleri biriktirip, Zorkun Yaylamıza, bu sezonun son dönüşünde, ormanlık alana ya da, dere kenarlarına savuruyoruz.
Bunu, yeğenlerimizle birlikte yapıyoruz ki, çocukların doğa bilinci gelişsin, korumayı öğrensin.
Bölgede, yaban hayatı, kuşlar, domuzlar, ceylanlar olduğu için, bir şekilde her yere ulaştırıyoruz çekirdekleri.

Çukurova'da, çiftçi, üretici, narenciyeci perişan.
Bu gördüğünüz Meyveleri veren ağaçlar da sökülecek ve bu konu beni çok üzüyor. Yıllarca, bakım, masraf yapıp, meyveler satılmayınca, bu ağaçlar sökülür mü?
Çiftçi ne yapsın? Bu giderlerle, ne kadar ayakta kalabilir?
Ülkede, tarımdan anlayan bir tarım bakanı ve tarım politikası var mı?
Oysa, bu tür meyve bahçelerinden yan ürünler elde edilebilir.
Biraz planlamak, biraz kafa yormak, hepsi bu ama adamlardaki işletim sistemi çalışmayınca, çiftçi perişan, tüketici ise pahadan alamıyor.
Fotoğraftaki özellikle erik cinsi, meyve kurusu için inanılmaz bir lezzette.
Elimde biraz daha olsaydı keşke, hepsini kuruturdum, o kadar güzel bir aroması var.
Lütfen, siz de, pazardan bu meyvelerden alın, tazesini tüketin ama kalanını, balkonunuzda kurutun.
Hem siz kazanın hem de çiftçimiz.