7 Ocak 2020 Salı

#Bugün, bir toplantıdaydım. Katılımcıları, yetkilileri izledim uzun süre.
Öncelikle, yetki sahibi yaptığınız insanlara empati kurma, insan psikolojisi, olaylara hakim olma ve toplumsal fayda bazında çözüm bulma becerisinin ayrıca verilmesi gerekiyor.
Kibarlık, nezaket, üslup.....
Çok önemli bunlar.
Eskiden, başbakanlık diye bir ünvan vardı.
Şimdinin cumhurbaşkanı, eskinin başbakanı sayın Erdoğan'ın, Mersinli bir çiftçiye 'Ananı da al git' dediğini anımsadım bugünkü konuşmanın bir yerinde.
Nüfusumuz, yaşlanmaya başladı. Suriyelileri, vatandaş yapıp, doğurdukça doğuracak hale getirmezlerse eğer, yaşlı nüfusumuz hızla artıyor.
Çocuk sayısını artıracak hal mi bıraktılar ülkemizde ayrı konu?
Bir çocuğun maliyetini karşılamak kolay mı, bu geçim zorluğunda?
'Bu yaşlı insanlar, gün boyu ne yapar, nereye gider' diye düşündüm bugün.
Bunları aklıma düşüren şeylere tanık olduğum içindi elbette.
Atölyemin önünden çok yaşlı insanlar geçiyor.
Öykülerini dinliyorum verdikleri molalarda.
Hepsinin eşi ölmüş,yapayalnız kalmışlar evlerinde.
Yaşlılık zor iş. Hareketleri kısıtlanıyor, üstleri başları kirli, banyo yapmıyorlar.
Geçen yıl, çok yaşlı biri girmişti kapıdan, elinde pirinç ve tavuk kanadıyla.
Bana sormuştu, tavuk nasıl pişirilir, suyuyla nasıl pilav yapılır diye?
Öyle yaşlıydı ki.....
Bu yemekleri yapması olanaksızdı.
Önceki gün, yine bir yaşlı girdi içeri.
Benim atölyem, moladır yaşlılar için.
Aramızda şunlar geçti:
-Neden, çocuklarınıza gitmiyorsunuz?
-Nasıl gideyim? Karı-Koca çalışıyor. Gittiğimde, gelin yüzünü asıyor. Evi kirletiyorum diye söyleniyor. Sığıntı gibiyim. Ben de gitmiyorum, evimdeyim. '
Bu yaşlılara bakıyorum da, herkesin, kendine göre haklı nedeni vardır. Kimseyi eleştirmiyorum elbette.
Peki, ne yapmalı bu yaşlılar için?
Öncelikle, evde yalnız yaşamalarına izin verilmemeli.
Huzurevleri ama laf olsun diye değil, Kahramanmaraş' ta olduğu gibi, bir yatakta iki yaşlı, üstelik de, kafalarındaki yaralara kurt düşmüş hale getirilmeyecek , temiz, bakımlı huzurevleri yapılmalı.
Yaşlı insanlar, hayatlarının son evresinde,sağlıklı beslenme,tertemiz ortamda barınma gibi bir yaşamı bulursa, neden gitmesin?
Geçmişi yad etmek, aynı yıllarda yaşamanın ortak paydasını konuşmak,yaşdaş olmanın getirdiği anıları paylaşmalarını sağlamak ne iyi olmaz mıydı?
Ya da, mahalle konakları yapmak, o konaklarda toplanacak yaşlılara nefes alma alanları yaratırken, gençleri çalıştırarak nesilleri bir araya getirmek.....
Konakların bahçelerinde, hobi alanları oluşturmak hiç zor değil ki!
Belediyeler, bunlara öncelik tanımalı.
Yaşlı insanları gördükçe, aklıma hep bunlar geliyor.
Aslında, çözülecek çok sorun var elbette ama hayatın diğer yanlarını da görmeyelim mi?
Hava, su, çevre kadar önemli değil mi insanımızın hayatı?
Hayat, bir bütün!
İçinde, her şeyi barındıran.
Ve her biri de, diğerinin yaşam kalitesini artıran.
Burdan, belediye başkanına çağrı olsun.
Proje benden, uygulamayı hep beraber yapalım.
Ben,çözüm insanıyım.Eleştirirken,çözümünü de sunarım.
Dip not:Sosyal medyada, yazdığım proje yazılarımı, sanki kendi fikriymiş gibi ç-alıp, yetkililere sunanlar var.
Yapmayın!
Kızmak istemiyorum ama sınırlarımı da zorlamayın lütfen!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder