Siz hiç Istakoz yediniz mi?

Peki ya, hiç yakından Istakoz gördünüz mü?

Hiç,Istakoz nasıl pişirilir gördünüz mü?

Konumuz,estetik mucizesine dönüşmüş, Pensilvanya' ya uğramadan milletvekili olamayan,kilosu 8.500 TL olan İstakozu Monaco'ya gidip yiyen AKP'li Şebnem Bursalı değil elbette .

Bir Istakoz ,yenmeye nasıl hazırlanır onu anlatmak istiyorum.

Siz hiç canı yanan bir hayvanın attığı çığlığı duydunuz mu?

İlkini,yaralı bir yavru kağlumbağa'da duymuştum, ikincisini de Istakoz pişerken .

Tatildeyim.

Dışardan tiz bir ses geliyordu.

Balkona çıktım ki, bahçeye büyük bir teneke kutu koymuşlar, altını da yakmışlar, içinde İstakozlar.

Istakoz, canlı canlı sıcak suda pişirilen bir deniz canlısı.

Hayvanlar ,can acısıyla kendilerini kutudan dışarı atıyor, otların üstüne düşüyor, başındaki adamlar da her keresinde yakalayıp yeniden kaynar suya atıyordu.

O İstakozların tiz sesini hiç unutmadım.

'Denizden çıkan babam da olsa yerim ' diye bir söz var ya!

Bodrum'da, ahtapot'un taşlara vura vura hazırlanmasını da gördüğüm için ,dünya yansa ,denizden çıkan balık ve belki Kalamar dışında hiçbir şeyi asla ve kat'a yemem.

Tamam, lezzetli ama hayvanlara bu kadar da acı çektirilmez ki.

Hele ,Istakoz gibi sesini duyduğum deniz canlılarını asla!

Kadındaki görgüsüzlüğe bakın .

Sanırsınız ki, hayatı hep ıstakoz yiyerek geçmiş .

Bu kadar teşhir etmeye kalktığına göre verdiği mesaj başka ne olabilir ,değil mi?