28 Nisan 2024 Pazar

 Toplumun iyice delirdiğini.düşünüyorum artık.

İyilerle kötülerin dünyası birbirine karıştı.
Bütün şehir Turunç Ağaçlarıyla dolu.
Festival projemiz vardı bir zamanlar planladığım.
Tam da çiçeklenme mevsimindeyiz ve her yer portakal,limon ,turunç çiçeklerinin kokusuyla dolu.
Sabah, çok erken dolmuşa gidiyorum, adamın biri dükkandan çıktı, Turunç Ağacının gövdesini iki eliyle kavradı ve bütün hırsıyla silkelemeye başladı.
Ağaçta ne kadar yaprak, çiçek varsa kaldırıma savruldu.
' Deli mi ne?' dedim elbette.
Ağaçtan ne istiyorsun be adam?
Dolmuşa bindim,yaşlı bir teyze,parası da yokmuş.
Dolmuşçu ,' Gel teyze dedi, para istemez .'
Teyze ,dolmuştan inerken bildiği bütün duaları okuyordu şoföre .
Sıramı bekliyorum, sedyede,yaşı 95 civarı bir kadın.
Nasıl ağlıyor ....
' Yanındaki oğluna yalvarıyordu 'Gurbanım oğlum, ben ölüyom ,beni evime götür.'
Oğul da iyi bir evlat belli ki ,
'Anam ağlama kurban olam , şimdi doktor gelecek.'
Kadının gözyaşları ,acı çektiği feryadı insanı çok etkiliyor.
Annem aklıma geldi .
Nurlarda uyusun, hep derdi ki; ' Allah, beni elden ayaktan düşürme ,kimseye muhtaç etme.'
Yaşlıları görünce ,ben de aynısını düşündüm doğrusu.
Yaşlılık,zor.
Kimseye yük olmadan ölmeli insan.
Sahi!
Devletin hastanelerinde ,neden televizyonlar hep TRT kanalına ayarlı?
Çok mu iyi yayıncılık yapıyorlar ?
Gerçi, ortamdaki kimsenin baktığı da yoktu ya!
Herkes can derdinde.
Ne yaşanmaz oldu bu ülke.
Herkesin canı burnunda, yaşamaya çalışıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder