#'Bir kitap okudum,hayatım değişti' diye kalıplaşmış bir söz var biliyorsunuz. 
İnsan hayatı,dünden yarına bir anda değişmez elbette.Araya sıkıştırılmış öyküler girmeden de olmaz bu değişim.
Kitap okumak,boş zamanda yapılacak değil,vakit ayırmayı gerekli kılan bir eylem,hepimizin bildiği üzere.
Bu aralar,evde kalan çoğumuzun yaptığı en değerli kazanım.Uzun zamandır,ben de bu kadar kitap okuyamıyordum,itiraf ediyorum.Kendimi,suçlu hissettiğim de doğrudur.
Ama öyle çok iyi kitap var ki....
Hangisini okusam,diğeri eksik kalıyor-du.
Son dönemde,okumaktan en keyif aldığım yazar Stefan Zweıg.
İnanılmaz bir öykücülük yanı var.Betimlemeleri,ayrıntıyı incelikle işlemesi,insana okurken sanki o anda yaşıyor hissi veriyor.
Amok Koşucusu,özellikle Satranç,Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Olağanüstü Bir Gece ve diğerleri....
Çok keyifli bir yazar ve okunası çok kolay kitaplar.
Tabii,satır aralarındaki ince çözümlemeleri fark etmek kaydıyla.
Olağanüstü Bir Gece,hayatın bütün nimetlerinden yararlanmış ve doyumu yaşamış bir burjuvazinin,at yarışında,hadi çaldığı demeyelim de,kazara vermediği o mavi fişle yani,haz noktasını yeniden keşfetmesi ve bir gecede içsel yolculuğunda yenilenmesini anlatıyor.
Kitap eleştirmeni gibi ukalalık yapmayayım,sıradan bir okurum ben ama kitabı okurken,kendi iç dünyamızda da hırslarımız,çelişkilerimiz,rutine binmiş hayatımızdaki doygun hallerimiz ve sıradanlığımız yok mu?
İşte,okurken bunu da sorgulatıyor kitap.
Bu kitabın,diğer kitaplardan bir farkı var elbette.
Stefan Zweıg,çok iyi kurgulayan bir öykücü ama hayatının son döneminde ruhsal analizlere yönelik kitaplar yazdığı için,bu kitap,bunun örneklerinden,hatta ilklerinden bile denebilir.
Ben böyle yorumluyorum,okurken siz karar verirsiniz.
İyi okumalar.

İnsan hayatı,dünden yarına bir anda değişmez elbette.Araya sıkıştırılmış öyküler girmeden de olmaz bu değişim.
Kitap okumak,boş zamanda yapılacak değil,vakit ayırmayı gerekli kılan bir eylem,hepimizin bildiği üzere.
Bu aralar,evde kalan çoğumuzun yaptığı en değerli kazanım.Uzun zamandır,ben de bu kadar kitap okuyamıyordum,itiraf ediyorum.Kendimi,suçlu hissettiğim de doğrudur.
Ama öyle çok iyi kitap var ki....
Hangisini okusam,diğeri eksik kalıyor-du.
Son dönemde,okumaktan en keyif aldığım yazar Stefan Zweıg.
İnanılmaz bir öykücülük yanı var.Betimlemeleri,ayrıntıyı incelikle işlemesi,insana okurken sanki o anda yaşıyor hissi veriyor.
Amok Koşucusu,özellikle Satranç,Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Olağanüstü Bir Gece ve diğerleri....
Çok keyifli bir yazar ve okunası çok kolay kitaplar.
Tabii,satır aralarındaki ince çözümlemeleri fark etmek kaydıyla.

Olağanüstü Bir Gece,hayatın bütün nimetlerinden yararlanmış ve doyumu yaşamış bir burjuvazinin,at yarışında,hadi çaldığı demeyelim de,kazara vermediği o mavi fişle yani,haz noktasını yeniden keşfetmesi ve bir gecede içsel yolculuğunda yenilenmesini anlatıyor.
Kitap eleştirmeni gibi ukalalık yapmayayım,sıradan bir okurum ben ama kitabı okurken,kendi iç dünyamızda da hırslarımız,çelişkilerimiz,rutine binmiş hayatımızdaki doygun hallerimiz ve sıradanlığımız yok mu?
İşte,okurken bunu da sorgulatıyor kitap.
Bu kitabın,diğer kitaplardan bir farkı var elbette.
Stefan Zweıg,çok iyi kurgulayan bir öykücü ama hayatının son döneminde ruhsal analizlere yönelik kitaplar yazdığı için,bu kitap,bunun örneklerinden,hatta ilklerinden bile denebilir.
Ben böyle yorumluyorum,okurken siz karar verirsiniz.
İyi okumalar.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder