#Birini Bingöl'den, diğerini şimdi Malatya'dan iki asker uğurlaması aldık otobüse.
Kucağında küçük çocuklar, genç kızlar, sanırım kız kardeşler, yaşlı teyzeler ve elbette anne babaları, hepsi biraz gurur biraz endişe, biraz da korkuyla toplanmışlardı yolun kenarına.
Aklıma, Tunceli' de donarak ölen o, iki askerimiz geldi.
Çocuğunu askere gönderen bütün ailelerin ortak kaygısı değil mi, oğlunun eve sağ salim dönmesi?
Aileleri izledim camdan, üstlerinden yoksulluk akıyor.
Gecenin bu ayazlı soğuğunda, ayaklarında terlik, sırtlarında yelekle sokakta olmalarının başka izahı var mı?
Otobüsteki, o iki gence bakıyorum, su gibi tazeler. Ellerine, analarının yaktığı kınayla vatan görevine gidiyorlar.
Donmadan, başkalarının düşü yüzünden başka topraklarda ölmeden evlerine sağ salim dönmelerini diliyorum içimden.
Hepsi bizim evladımız.
Her iki askerin de annelerine baktım. Tam Anadolu anneleri. Başlarında beyaz tülbentleri, üstlerinde uzun çiçekli elbiseleri, ellerini kavuşturmuş, dudakları usul usul dua okuyor.
Bu görüntüleri iyi bilirim, kaygılı anne halleridir.
Şimdi sorun bakalım o iki anneye bundan sonraki hayatları nasıl geçecek?
Artık her geceleri uyanık, her anları kaygılı, her günleri evlatlarını düşünerek geçecek.
Sorun bakalım o annelere, evlatları eve dönene kadar kaç kere ölüp ölüp dirilecekler, Şırnak, Hakkari, Diyarbakır.... diye başlayan haberlerde, elleri nasıl da yüreklerine düşecek?
Gecenin karanlığında toplanan ailelerin elleri vedayla sallanıyor.
Su gibi gençler, su gibi.
Önlerinde uzun bir ömür var , olmalı da.
Bu gençlerin hayallerini soldurmamalı.
Umuyorum ve diliyorum, ellerindeki kınalar kaybolmadan ailelerine sarılsınlar, tıpkı veda ederken gidişin hüzünlü sarılmasının, yerini coşkulu gelişin sarılmasına bırakması gibi.
Benim çocuğum gibi kaygılandım işte.
Çocuğumdan uzağım kaç gündür, onun da etkisi var biliyorum. 😔
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder