Kars'a gitmek,ülkemizin öbür ucu.
Hangi araçla gitmiş olursanız olun,geçtiğiniz güzergahlar farklıdır.Trenle giderken uğradığınız istasyonları,otobüsle göremezsiniz ya da uçaktan 'şu görünen şehir Erzurum mu acaba?' dersiniz ama içinden geçemezsiniz.
Fotoğraflarda gördüğünüz kareler sanki aynıymış gibi görünebilir ama trenin geçtiği bütün doğanın görüntüsü benzerdi.
Su kenarlarında mutlaka kavak ağaçları,biraz yükseltilerde çınarlar,Erzincan ve Erzurum çevresinde ceviz ağaçları gördüm çokça.
Sonbaharın hüküm sürdüğü her yerde renk cümbüşü de benzer.Bazı karelerde,kendimi sanki Bolu yöresinde gibi hissettim,o derece tanıdıktı renklerin güzelliği.
Kars,özellikle hayvancılık konusunda çok dikkat çekici.Büyükbaş hayvancılık nasıl bu kadar ihmal edilebilir,her taraf mera doluyken?
Bunun adı beceriksiz tarım politikasıdır.
Kaz,kaz ciğeri ve kaz etleri yemekleriyle ünlü bir kentin daha tanınır olması gerekmiyor mu?
Başka bir ülke olsa,yalnızca peynirleriyle bile şehri ihya edebilir ama burası Türkiye.
Yol boyunca her yerde tarla süren,eken,hasat yapan çiftçiler vardı..Bölgede en çok patates,lahana ve şeker pancarı gördüm öbek öbek yığmışlardı tarlaların içine.
Kars'tan dönerken,yolcuların çuvallar dolusu patatesi evlerine götürdüğünü fark ettim.Haberlere çıkan o görüntüler gerçekti yani.İnsanlar,en ucuzu bulup,ana-baba evinden evine götürüyordu.
Bunca ürün varken,biz neden pahalı tüketiyoruz,çiftçimiz neden bu denli çaresizliğe itiliyor?
Kars'a indiğimde saat akşam 8'di ve trende telefonlarımın şarjı bitip,dolduracak priz de bulamayınca garda öylece kaldım.
Gideceğim yer,Selim İlçesi ama 33 km ve saat 6'dan sonra araç yokmuş.
Muhtarı da arayamıyorum ki,beni alsın.
Akşamın karanlığında,elimde valizim nereye gideceğimi bilemeden bekledim bir süre.
Hani,bölgeyi de bilmiyorum ki,bir taksi tutup gideyim.Açıkçası,güvenlik kaygım vardı ve o gece bir arkadaşımın yardımıyla misafirhanede konakladım,iyi de oldu çünkü;28 Ekim-1 Kasım arasında yattığım tek sıcak yatak ve bulduğum tek sıcak su bu oldu.
İzlenimleri daha sonra da aktaracağım elbette ama gerçek bu.
Kars ilinin,çok uzak olsa da,çeşitliliği ve zenginliği bir şekilde hem ülkeye hem de ülke dışına mutlaka taşınmalı.
Peki,bu nasıl olabilir?
Kars'da bir çok festival yapılıyor ama kim duyuyor?Daha dikkat çekici hale getirilmeli.
Bölgeye gelecek yerli ve yabancı turist,sıcak para demektir ve bu giriş,çiftçiyi de,esnafı da,üreticiyi de ihya eder.
Kars'ın kazları ve kaz yemekleri çok ünlü ama gidecekseniz,Aralık ayı gibi gidin çünkü;iklim soğumadığı için kazlar yağlanmıyormuş ve dolayısıyla kesilmiyormuş.
Kars'a gittim ve ne kaz eti yedim ne de kaz ciğeri.
Bu ara giden şanslı diyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder