18 Ocak 2019 Cuma

#Çocukların karneleriyle geçişini görünce kendi çocukluğum aklıma geldi.
Kiminin yüzünde,aldığı belgenin mutluluğu,kiminin yüzünde karnedeki kırıkların evde getireceği azar var.
Eğitim çıtamıza baktığımızda,PISA sonuçlarını,OECD verilerini okuduğumuzda,o belgelerin ne anlamı var,o da ayrı ama çocuklar mutlu ya,olsun!
İlkokul,ortaokul ve lise yıllarımı anımsadım.
O belgeleri almak için nasıl da ders çalışırdım.Çok hırslıydım o yıllarda.En iyisi,en başarılısı ben olmalıydım diye gece-gündüz ders çalışırdım.
Elimde belgelerimle yürürken ayrı bir gurur olurdu bana.
Çocukluk işte.
Eve gelirdim,komşularımız da evde olurdu.Onlar,çocuklarının teşekkür belgesi aldığını ballandıra ballandıra anlatırdı ama benim annem,ben takdirname alırdım ve beni hiç övmezdi.
'Anne,neden beni de söylemiyorsun' diye kızardım anneme,annem bana bakardı ve ' Söylersem nazar ederler,bu nedenle hiç söylemiyorum'derdi.
Anacığım,nurlarda uyusun,komşu nazarından bile korurdu bizi.
Babama koşardım,elimdeki belgeyle,babam saçımı okşardı ve 'Akıllı kızım benim' diyerek,boynuma bir altın takardı.
İnsanın babası kuyumcu olunca,altın da sıradan bir eşyaydı ama babamın saçımı okşaması bana yeterdi.
O kadar mutlu olurdum o belgeyi aldığım için.
Çocuktum elbette bunları yaşadığımda.Zaten,o altın da babamın saçlarıma son dokunuşu oldu.
Bir daha ne bana 'Akıllı kızım' diyen bir babam kaldı ne de komşuların kem gözlerinden sakınan annem.
Gün geldi,her taraf belge doldu.
Bir kağıt parçası için çok çalıştığım yıllarım.....
Önemi kalmamıştı ama beni ben yapan eğitim yıllarımın kanıtıydı o belgeler.
Bir gün,kutuyu elime aldım ve içinde ne varsa sobaya attım,yaktım.
Karnelerim,takdirnamelerim....
Bir tek ilkokul karnemi ve üstün başarı belgesiyle mezun olduğum ortaokul karnemi sakladım.
Belki de,saçlarıma değen elin son iziydi o belgeler.
Ondandır saklamam biliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder