25 Temmuz 2018 Çarşamba

#Bu akşam canlı müzik dinlemeye gittim.Şarkılar,türküler,eski tatlar,nostaljik şarkılar....
Kimi şarkıda hüzünlendim,kimi şarkıda tempo tuttum,hatta kimi şarkıda eşlik bile ettim berbat sesimle ama olsun,keyif de benim,ses de,kime ne?
Kazım Koyuncu'yla Karadeniz türküleri,Orhan Gencebay'la arabeskin dibine vuran şarkılar.
Akşamdan bu yana dilime dolanan bir şarkı var;
Takvimlerden haberin yok mu,
Geçiyor yıllar.
Müzik sustu,eve yürüyerek dönmek istedim.
İstedim ki,gecenin karanlığında,sokak lambalarının ışığında şehrin sesini dinleyeyim.
Saat olmuş gecenin 12'si.
Sokak köpekleri bile ortada yok,ne tuhaf!
Bizim iş yerlerinin önünden geçiyordum,birden durdum;tıpkı şarkılarda olduğu gibi anılar düştü peşime.
Adım atamadım,öylece kaldım sokağın ortasında.
Tam KIRK YIL önce,babamı ve abilerimi burda vurdular.Anlatılanlara göre,babam şu dükkanın önüne düşmüştü,abimin biri şurdakine.
Diğer abim,dükkanımızın önündeydi vurduklarında.
İçimi bir hüzün kapladı.
'Öpiim de geçsin' diyen annemin sesiyle iyileşecek bir yara değil ki bu;can yarası.
Ne, zalim yıllar unutturuyor ne de geçen vakit.
Beyninizin bir yerinde depoladığınız acılarınız bunlar.
Vakit geç olsa da yeniden,yeniden canlanıyor.
Unutmak mümkün değil,yıllar geçse de.
Dilime bir şarkı düşüyor bu akşam:
Takvimlerden haberin yok mu
Geçiyor yıllar
Kimimiz yorgun,kimimiz vurgun,
Kimi isyankar
Acı gerçek bu ömrümüz bir su
Geçiyor yıllar..
Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş
Yürek bin pişman
Bundan böyle bana meyler dost
Geceler düşman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder