#Aileyi,şirketi,devleti yönetmek arasında bir fark var mı?
Sistem aynı,yol yordam aynı özünde.

Ben bir anneyim.Evimin idaresini ben yaparım.Ekonomik çıktı,gelir-gider tablosunu düzenlemek benim işim.
Attığım her adımda,önce kendi çocuğumun hayatına katacağı artı-eksiyi hesaplarım ki,sonuçta yanlışa düşmeyeyim.
Bunun için ekonomist olmaya gerek yok,işletme okumaya da sonuçta,belli bir bütçe var elimde ve onu ne şekilde kullanacağım tümüyle benim becerime ait.
Bütçe,ay sonunda fire vermişse,bir yerde mutlaka hata yapmışımdır harcama kalemlerinde.
Peki,bu durumda ne yapmam gerek?
Ataların dediği gibi :Ayağımı,yorganıma göre uzatmalıyım ki,bütçe denkleşsin,canım sıkılmasın.
Neden kendimden örnek veriyorum çünkü,şirketim olsaydı da,neyi ürettiğim,ne kadar kâr edeceğim,işin mali yükü,çalışan işçi sayısı,onların sigortası,maaşı derken,bu işe soyunma amacım nedir,hedefim nedir,yarattığım istihdam nedir,kendim,ailem ve toplumsal fayda bazında elime geçen nedir?
Bu soruları sormazsam,tıpkı aile bütçem gibi hata yapardım.

Peki,bir devleti yönetseydim ki,bu çok daha komplike bir iş ama süreç aynı.
Neden,ülkeyi yönetmek istiyorum,amacım ne,ülkeyi nereye taşıyacağım,ekonomide,refah bir toplumda,gelişmiş bir ülke odaklı nasıl bir program yapmalıyım ki,bu işi başarayım?
Ben,bu işe soyunduydam,öyle iyi bir eğitim sürecinden geçmiş olmalıyım ki,bana eşlik edecek kişileri,ekibimi,danışmanlarımı en iyilerinden yol arkadaşı yapabileyim.
Öbür türlü başarısız olurum.
Devlet,hükümetlerin doğru yürütmesiyle büyük bir devlet olur ve dünya aleme kafa tutar.
Sömürge olmaz,işini bilir,kararlı tutumuyla saygı uyandırır.
Hiç kimseyi zorla iktidar yapmıyorsunuz.
Karşınızda çıkıyor kişiler,'Ben bu işi en iyi yapmaya adayım'diyor ve bizler de,inanırsak o partiyi iktidara taşıyoruz.
Şu andaki iktidar partisini seçen % 51.
Peki,ya diğer % 49 ne olacak?
İktidar hırsı,başınızı döndürürse,hata üstüne hata yaparsınız ve ceremesini de bütün ülke öder.
Örnek;dün gece 31 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasağı gibi.
Sosyal medyada,'Çıkmayın kardeşim,kimse aç kalmaz,iki gün de dayanın 'gibi yazıları okuyunca dedim ki:
Sokağa çıkma yasağı,üstünde düşünülerek,kurumlarla görüşerek,zamanı ve saati belirlenerek halka duyurulur.
'Benim canım ,şimdi sokağa çıkma yasağı getirmek istedi.Ben derim,herkes yapar ' diyerek bütün ülkeyi şaşkına çeviremezsiniz.
31 kentin belediye başkanının,sokağa çıkma yasağından haberi yok;böyle bir şey olabilir mi?
Gece yarısı,koronavirüsü fazlasıyla yayacak bunca insan ,çikolata,cips almak için sokağa çıkmadı herhalde değil mi?
Kiminin bebeğine bez,kimine ilaç,kimine tenceresinde kaynayacak,çocuğu ' Anne yemek' dediğinde pişirecek makarna ,ekmek,süt vs gerek.
Bu insanları,gece yarısı sokağa dökenlere tepki vereceğinize,vatandaşı suçlamak da ne oluyor?
Hükümet,Koronavirüs ilk çıktığında,bütün önlemleri alsaydı,kendi ülkesine baksaydı,planlı-programlı bir süreç izleseydi,bunları yaşar mıydık toplum olarak?

Aileyi yönetmek de plan ister,ülkeyi yönetmek de.
Beceriksizseniz,sorun sizdedir!