11 Nisan 2020 Cumartesi


#Koronavirüs yazmayacağım bu saatte, talep öyle geldi, elden bir şey gelmiyor. 😉
Evde kal, kitap oku, çizim yap, heykel yap, takı tasarla...
Canıma yetti artık,bunlar da bir yere kadar diyerek evden kaçtım.
Hiç kimsenin olmadığı yerlerde yürüdüm bugün. En sevdiğim, insansız hava sahası yani.
Tedbiri de elden bırakmıyorum elbette, koronavirüs de demiyorum, hani o gündemden düşmeyen şey var ya, işte ondan korunuyorum. 😉Yollar boş, kuş sesleri, büyümüş çimenlerde uzanmış kediler, köpekler...
Görmeyeli çınarlar yeşillenmiş.
Suyun kenarında, bankta oturdum uzun süre. Su sesi, huzur sesi bende.
Piyano merdivenden indim çıktım, indim çıktım, müzik yaptım kendimce.
Ortada kimsecikler yok ya, her yer benim bugün.
Parkta, mola verdim. Vandallığın sergilendiği salıncakta oturdum bir süre.
Stresi atıyormuş insan ya, burda sallanınca!
Her yer kapalı olunca, park bana kaldı.
Salıncağın, tavanını bile kıran bir toplumdan gel de bir mucize bekle!
Bilmiyorlar ki, bu salıncaklar, kendilerinin de verdiği vergilerden yapılıyor.
Kendi malını kırıyor yani insanlar.
Masaya, tabureye, hatta salıncağın buldukları her tahtasına aşklarını kazımışlar da, niye sevdiğinin gözlerine bakarak söylemeyip bunu yapmışlar bilmem!
Ona sevdiğini vaktinde söylemezsen, kızların gitmeyeceği erkekler tuvaletine ' Ali, Ayşe' yi seviyor ' diye yazanlar gibi olursun.
Vaktinde söyle yani arkadaşım.O kız-erkek,ordan geçecek de,yazını görecek de.....
'Ona sevdiğini söyle 'diyerek nasihat babında ,felsefi bir söz de yazmış olayım. 
Gördüğüm canlılar kuşlar, kediler, köpeklerdi yalnızca.
Onlardan da virüs bulaşmıyor zaten.
İnsansız hava sahası gibisi var mı?
Ne kadar bıktıysam artık beni bezdirenlerden.
Bu nefes iyi geldi bugün bana. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder