25 Nisan 2020 Cumartesi

#Yağmurlu bir günü yaşıyoruz.Hava,Nisan ayına yakışmayacak kadar soğuk.
Bu yıl,portakal çiçeklerinin kokusunu da pek duyamadım; birkaç ağaçtan gelen esintiydi sadece.
Oysa,geçen yıl bütün Çukurova misler gibi portakal çiçeği kokuyordu.
Bu yıl,verim az mı olacak acaba?
Ağaçların üstünde,eskisi gibi arılar da uçuşmuyor.Arılar yoksa,işimiz zor biliyorsunuz.
Koronavirüs,hayatımızı tümüyle değiştirdi. Depresif ruh hallerine girdik ülke olarak.Önümüz belirsiz,bu nedenle savruluyoruz sanki hayatın içinde.
Herkesin kendine göre bir hayat akışı var ve çoğu insan fazlasıyla mutsuz son dönemde.
Yağmur,birdenbire bastırdı.Eskiden beri,yağmurlu havalarda dolaşmayı severim.
Artık evde öyle duramaz oldum ki,zaten sokaklar boş,yağmur da başlayınca iyice sessizleşir hayat,yağmurun altında yürüdüm biraz.
Evet,ıslandım da ve belki kızacak çoğu insan bana ,'Bunca doktor,hemşire,canlarını ortaya koyarak bu virüsle savaşıyor,sizinkisi de şımarıklık,evinizde oturun'diyecekler,onu da biliyorum ama bir de işin başka cephesi yok mu?
Tamam!
Tüm dünyayı sarsan bir virüsle tanıştık.Şu anda tedavisi de yok.
Peki,her gün ekranlara çıkan TTB,DSÖ,Halk Sağlığı Uzmanları ve Sağlık Bakanı.....
Sizler,ne anlatıyorsunuz bizlere?
Size güven duymamızı sağlayacak ne yapıyorsunuz?
Birinizin söylediğini,diğeri yalanlıyor.
Veriler yanlış,rakamlar birbirini tutmuyor,bu virüsün henüz kesin bir aşısı,ilacı yok,20-65 yaş evde kalın,diğer yaş grubu sokağa çıkın,maske takın,yok takmayın,sosyal mesafeyi koruyun ki,bunun adı sosyal mesafe değil,fiziksel mesafedir; market maskesiz içeri almaz,dağıtılan maskelere ulaşamazsınız....
Sizler,bizden ne istiyorsunuz Allah Aşkına?
Kendi içinizde anlaşamıyorsunuz ama bizden,sizi anlamamızı istiyor,size uymamızı söylüyorsunuz.
Bakınız....
Her şeyin bir başlangıcı,bir de sonu var.
Öngörü diye de bir şey var.
Daha ne kadar bizleri eve hapsedeceksiniz?
20-65 arası onca insana yasak koyarak mı koronavirüsü önleyeceksiniz?
Yazık değil mi,o yaşlı insanlara.Daha ne kadar,pencereden odaya,odadan koridora çıkacak bu insanlar?
Sosyalleşmek dediğimiz şey;iletişim,paylaşım,hava almak,güneşi görmek ve daha fazlası.
11 Mart'tan bu yana ne aldığınız önlem bir şeye benziyor ne de sizlere güven duymamızı sağlıyor.
Ortada,sınırlı yapılan bir test varsa,rakamsal verileriniz 82 milyon nüfusta nasıl doğru olabilir? 5 milyon da mülteci varken üstelik!
Ben,sade bir vatandaş olarak,ne yazık ki, hiçbirinize güvenmiyorum artık.
Yağmuru dinlemedim,sokağa çıktım yürüdüm yürüdüm bugün.
Oysa,benim bir işim vardı,derslerim vardı,atölyem vardı.
Şimdi hepsi bitti.
Nereye kadar böyle gidecek belli mi?
İşimi istiyorum,çalışmak istiyorum,üretmek istiyorum ve kendi hayatımın akışını istiyorum herkes gibi.
Ben ki,bahçe,tarla demeden koşturan bir insanım ama yetmiyor anlamıyor musunuz,yetmiyor.
Bir an önce ,gerekli planlamayı yapıp,bu virüsten en az hasarla çıkmaya çalışmak gerek.
Bunu,ben mi yapacağım?
İktidar partisi ne yapıyor şu anda?
Meclis de tatilde,oh ne rahat hayat!
Maaşlarını da alacak değil mi o vekiller?
Biri de çıkıp 'Biz,çalışmıyoruz 45 gün.Bu parayı hak etmiyoruz.Bu paralar,işsiz kalan,parasız kalan vatandaşa dağıtılsın' demedi.
Hükümetin görev tanımı nedir?
O halde,gereğini yapacaksınız,hem de olması gerektiği gibi.
Evet!
Bugün çok ıslandım ama cidden yeter artık! Pencere önlerinden sokağı izletmeyin insanlara.Aş verin,iş verin ve doğruları söyleyin!
Doğruları,olduğu gibi söyleseniz,aslında bizler,size güvenip belki daha dikkatli olacağız ama söylemiyorsunuz.
Toplumun,ruh sağlığı iyice bozuldu.Bunu görmek için,haberlere bakmanız yeterli!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder