15 Nisan 2020 Çarşamba

#Koronavirüs,hayatımızı altüst etti.
Ne kadar süreceği de belli değil bu tanı,pik yapma,inişe geçiş diye sıralanan,söylenen her şeyin.
Sabah,çok erken evden çıktım,birilerine benden,bana da birilerinden bir sıkıntı çıkmasın diye.
PTT'ye ,10 gün önce yaptığım o maske bu eve gelecek!
Yok öyle,34 ülkeye babalarının kesesinden değil,bizim cebimizden gönderilen tıbbi yardımlar.
Neyse.....
Yürümeyi her zaman çok sevmişimdir.
Bankacılık işlemlerini yapmaya çıkmıştım ama başka planlarım da vardı elbette.
Elimde,bir poşet dolusu meyve-sebze çekirdeğini sallaya sallaya dolaştım biraz.Köprüye geldiğimde de suya attım hepsini.
Anacığım,nurlarda uyusun hep derdi ki:
Yeter ki,bir fidan dikin,kimse yemezse,bir kurt-kuş yer.
Böyle yetiştik hepimiz.Umarım,suya attığım çekirdekler,bir yerde toprakla buluşur ve bir meyve ağacına dönüşür.
Yabani bile olsa yeter hayvanların beslenmesi için.
Boş sokaklarda yürüyorum,Karagöz diye bilinen çiçekleri gördüm.Kendisi en turuncusundan,adı neden Karagöz bilmiyorum ama çok severim bu çiçeği.
Çaktırmadan,birkaç kökü yürüttüm ve evde saksıya diktim hemen. 
Yurdum insanının aklına akıl sır erer mi bilmiyorum?
Yerde bir lavabo gördüm.Hani,neden yerde,anlamını çözemedim.
Altına bir aparatla duvara montaj yapılabilirdi.
Bir insanın,burda elini yıkamak için bedeni ne kadar yamuklaşabilir dersiniz?
Dedim ya,yurdum insanı,her cinsliği beklemek gerek. 
Az gittim,bir kaldırım ....
Bir işi yaparken denetim olmazsa,ortaya böyle kaldırımlar çıkar.Tümsek bir zemin,yayalar için sıkıntı ve renk uyumu ve de işçilik yerlerde sürünüyordu.
Sonra da diyoruz ki:Bu memleket niye böyle?
Al sana yanıtı! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder