17 Nisan 2020 Cuma

#Ne Zeytin Bahçesiymiş be kardeşim!😉
Okuyanlar da sanıyor ki, yüzlerce dönüm bir bahçe ve içinde de yüzlerce zeytin ağacı var.
Alt tarafı üç beş ağaç, perişan oldun.
Her gün 'Bahçe de bahçe'. Ne yapsınlar senin bahçeni insanlar değil mi?
İçinden öyküler geçiyormuş da, anılar varmış da, zeytin ağacı nasıl büyürmüş, çiçeğe dururmuş da; yok hastalık olunca nasıl savaşılırmış da....
Koronavirüslü günlerden geçerken, daha iyi bir şey aklıma gelmiyor doğrusu.
E, Koronavirüs yazıyorum; şikayet geliyor, olmuyor, bağ-bahçe diyorum olmuyor, kitapları anlatıyorum, e buna da itiraz var...
Anacığım, nurlarda uyusun böyle zamanlarda bir şey derdi ama şimdi yazmayayım. 😉
Şu Koronavirüsün tedavisi için ekibiyle laboratuvara kapanıp, her dakika sosyal medyada olan ve ne ara araştırma yapıyor anlamadığımız Prof. Ercüment Ovalı'yı pür dikkat izliyor, şikayet de etmiyor kimse.😉
Aklıma, ilkokulda fasulye çekirdeğini nemli pamuğa sarıp karanlık bir yerde çimlendirdiğim ve saksıya dikip haftalarca başında fasulyeye dönmesini beklediğim çocukluğum geldi.
İnsan, bilmeyince böyle Oluyor.Heyecan, merak, mutluluk...
E, ben de ağaç görgüsüzü olduğum için varsa yoksa zeytinler. 😂
Bu fotoğraf karesi de bugüne ait çay molasından.
Yine bahçe, yine zeytinler.
Tüh! 😉
Şu zeytinler olsa da herkes kurtulsa değil mi?
Ama üzülerek, daha yolu uzun.
Yani, anlayacağınız, bu macera bitmeyecek. ❤️

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder